Geri dönüşüm ve organik atık için yeni tesisler yolda
Eskişehir'de düzenlenen Gıda Güvenliği Paneli'nde konuşan Sağlıklı Kentler Birliği ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, hem geri dönüşüm hem de organik atıkların tekrar kullanımına yönelik tesisler kuracaklarını açıklayarak "Can çekişen toprağın kurtulması için çözüm, bizim ellerimizde. Depolama alanlarına ya da yakma tesislerine gönderdiğimiz çöplerin içindeki en değerli kısım olan organik atıkları doğru değerlendirerek toprağı da tarımı da kurtarabiliriz" dedi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay'ın başkanlığını yürüttüğü Sağlıklı Kentler Birliği, Tepebaşı Belediyesi ortaklığında Eskişehir'de Gıda Güvenliği Paneli gerçekleştirdi. Başkan Tugay'ın katılımıyla düzenlenen panelde iklim krizi, gıda güvenliği, gıdaya erişim, gıda güvencesi konularında önemli bilgiler paylaşıldı. İzmir'de bahçe atıkları dahil evlerden toplanan organik atıkları bir araya getirerek işleyebilecekleri ve sağlıklı bir şekilde toprakla buluşturacakları kompost tesisleri kuracaklarını duyuran Başkan Tugay, beş farklı alanda hem geri dönüşüm için hem de organik atıkların tekrar kullanıma hazırlanması için tesisler açacaklarını ifade etti. Başkan Tugay, İzmir'de başlattıkları çöpleri evde ayrıştırarak toplama projesinin de iki sene içinde kent genelinde zorunlu hale getirileceğini duyurdu.
"Gıda temini sorunuyla karşı karşıyayız"
Dünyanın gıda temini sorunu ile karşı karşıya olduğunu belirten Başkan Dr. Cemil Tugay, "Dünyada yaklaşık 8 milyar 250 milyon insan yaşıyor. Dünya Gıda Programı, 74 ülkede 343 milyon kişinin gıda güvensizliği yaşadığını söylüyor. Pek çok yerde gıda enflasyonu var. Aşırı hava olayları da açlık ve gıda güvensizliğini artırmaya devam ediyor. Dünya Gıda Programı raporunda operasyonel desteğe ihtiyacı olan ülkelerin listesinde ne yazık ki Türkiye de var. 2050'de ise dünya nüfusunun 10 milyar civarında olması bekleniyor. Bu kadar insana gıda temini sorunuyla karşı karşıyayız. Bu ihtiyacı karşılamak için önemli bir değişime ihtiyaç var. Ancak daha fazla gıda üreteceğiz diye çevreye zarar vermeme zorunluluğumuz da var. Önemli sorunlardan biri, üretilen ürünün kullanılamadan kaybedilmesi. Bu oran yüzde 40 ama Türkiye'de daha yüksek olduğunu biliyoruz. Yüzde 55'lere varan oranda üretilen gıdayı tüketmeden kaybediyoruz. Kimi zaman üretimden tüketiciye ulaşana kadarki aşamada, kimi zaman ise sofrada israf ediliyor" dedi.
"Türkiye'nin bekâ sorunlarından biri"
Gıda ve beslenme konusunun iklim krizi ile bağlantılı olduğunu ancak yanlış tarım politikaları ile doğrudan ilişkili olduğunu belirten Başkan Tugay, günümüzde gıda üretim sistemlerinin, karadaki biyolojik çeşitlilik kaybının yüzde 70'inin sorumlusu olduğunun altını çizdi. Başkan Tugay, "Bu, yanlış tarım tekniklerinden kaynaklanan bir sorun. Çiftçilerin yarısından fazlası, önümüzdeki 10 yıl içinde üretimi azaltacağını ya da üretimden tamamen çekileceğini ifade ediyor. Bu, Türkiye'nin bekâ sorunlarından birisidir. Bu ülkedeki çiftçiler bunu diyorsa çok büyük bir sorunla karşı karşıyayız demektir. Gıda üretim sistemleri ormansızlaşmanın yüzde 80'inden ve sera gazı emisyonlarının da yüzde 30'undan sorumlu. Kuraklık var, anormal sıcaklıklar var, yangınlar var. Bundan dolayı tarım sistemi zarar görüyor; doğru. Ancak şunu unutmamalıyız; atıklarımız ve tarım tekniklerimiz toprağın organik içeriğini azaltan, toprağın verimliliğini düşüren pek çok unsur içeriyor. Toprak plastik başta olmak üzere pek çok farklı kimyasal madde ile yoğun olarak kirleniyor ve toksik kimyasal kirlilik en önemli sorunlarımızdan biri. Bu, atık yönetimi konusunda hepimizin çok daha dikkatli olmasını ve çalışmasını gerektiriyor" ifadelerine yer verdi.
"Toprağı da tarımı da kurtarabiliriz"
Başkan Tugay, hem toprağın kurtulmasını sağlayacak hem de kentin atık yükünü azaltacak uygulama yönteminden de söz etti. Organik atıkları bir tür kompost haline getirerek toprağa iade etmenin önemini anlatan Tugay, "Bu, kentin atık yükünü azaltacak bir yöntem. İzmir'de çöpleri evde ayrıştırarak toplamaya başladık. Bunu pilot çalışma olarak 13 mahallede yapıyoruz ama iki sene içinde tüm İzmir'de zorunlu olarak ayrıştırma şartı getireceğiz. Geri dönüştürülebilir atıkların çöpe atılmasına izin vermeyeceğiz. Bu geçiş sonunda başka bir çalışma için de hazırlık başlatıyoruz. Budama gibi bahçe atıkları dahil evlerden atılan organik atıkları bir araya getirerek işleyebileceğimiz, sağlıklı bir şekilde toprakla buluşturacağımız kompost tesisleri kuracağız. Bunları bölgesel tesisler olarak planlıyoruz. İzmir'in bir metropolü, dört de havzası var. Beş farklı alanda hem geri dönüşüm için hem de organik atıkların tekrar kullanıma hazırlanması için tesisler kuruyoruz. Bunun üzerine düşünmenizi, denemenizi öneririm. Can çekişen toprağın kurtulması için çözüm bizim ellerimizde. Depolama alanlarına ya da yakma tesislerine gönderdiğimiz çöplerin içindeki en değerli kısım olan organik atıkları doğru değerlendirerek toprağı da tarımı da kurtarabiliriz" diye konuştu.
Sağlıksız çocuklara dikkat çekti
Türkiye'de iyi bir toprak yönetimi olmadığını, eğer tarım yöntemlerini değiştirmezsek 2050 yılında tarımın suyla ilgili talebinin de yüzde 35 daha fazla olacağını söyledi. Tugay, dünyada atık suların yüzde 80'inin işlenmeden çevreye bırakıldığını, içerdiği tuz ve bazı kimyasallarla suyu ve topağı bozacak şekilde doğaya salındığını da vurguladı. 2001-2024 yılları arasında yüzde 5,7'lik bir tarım alanının kaybedildiği verisini paylaşan Başkan Tugay, şöyle konuştu: "Yapılan tarım teknikleri öyle ki; her ürün toprağın organik içeriğini biraz daha alırken o organik içeriği restore eden, onu iade eden bir uygulama hiçbir yerde yok. Tarımsal ürünü hızlı büyütecek sentetik gübreler, asla toprağın organik içeriğini düzeltmiyor. Sağlıklı toprağın yüzde 3'ten fazla organik içeriği olması gerekirken bugün Türkiye'de toprağın organik içeriği kritik sınırlarda. Gıda güvencesinde Türkiye, diğer ülkelere göre maalesef daha az gelişim kaydediyor. Bunun somut bir sonucu var; sağlıksız çocuklar... 2022'de yapılan bir çalışmada, 5 yaş altı çocukların yüzde 5 buçuğunda normale göre daha kısa boylu olma, yüzde 1,7'sinde zayıflık ve yüzde 8,1'inde ise obezite sorunu var."
Uygulanması gereken yöntemleri sıraladı
Başkan Tugay, bu kapsamda tarım topraklarının amaç dışı kullanımının engellenmesi, tarım topraklarının tahribatına sebep olan uygulamaların durdurulması, toprağı korumayı amaçlayan uygulama politikalarının teşvik edilmesi, tahrip edilmiş tarım toprağını iyileştirecek ve toprak canlılığını artıracak yenilikçi uygulamaların yaygınlaştırılması ve teknolojinin doğru kullanılması gerektiğinin altını çizdi.
"Bütün iş birliklerine açık olmalıyız"
Sağlıklı Kentler Birliği'nin Türkiye'de politika oluşturmada da sorumlu olması gereken bir kurum olduğunu düşündüğünü belirten Tugay, "Kendimize böyle bir misyon yüklememizin zorunlu olduğunu düşünüyorum. Sorunları çözmek için bütün iş birliklerine de açık olmalıyız. Diyalog kapılarını sonuna kadar açık tutmalıyız. Bahsettiğimiz şey insanların geleceği, toplumların sağlığı. Türkiye'de nüfus büyük oranda kentlerde yaşıyor. Nüfusun sadece yüzde 7'si köylerde yaşıyor. Benzer oranlar bütün gelişmiş ülkelerde var. Madem kentlerde toplandık, kentlerde sağlıklı yaşam ortamları oluşturmak zorundayız" sözlerine yer verdi.
Yerel COP'lar
İzmir'de dört toplantı ile gerçekleştirilen Türkiye'deki ilk yerel düzeydeki COP toplantılarına da değinen Başkan Tugay, İzmir'de düzenlenen ve gıda güvencesinin konuşulduğu toplantıda önerilen başlıkları aşama aşama uygulamaya alacaklarını belirtti. Yerel COP'ların birliğe üye diğer şehirlerde de yapılması gerektiğini ifade eden Başkan Tugay, Sağlıklı Kentler Birliği olarak dünyada örnek bir belediyeler birliği olma hedefiyle çalıştıklarını söyledi.
"Hep beraber doğru politikalarla ilerlemekten başka çaremiz yok"
Gıda güvenliğinin günümüzün en önemli konularından biri olduğunu ifade eden Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce de "Gıda güvenliği, günümüzün en önemli konularından biri. Sadece tarladan sofraya gelen bir ekosistem değil, aynı zamanda eşitlikle, derin yoksullukla, sosyal devletle ilgili bir konu. Bugün gıda güvenliğini sağlamak için çok güçlü devlet politikalarına ihtiyaç duyuyorken, yerel yönetimler ve vatandaşlar iktidara karşı mücadele vererek yol bulmaya çalışıyor. Gıda güvenliği bir ülkenin aynı zamanda güvenlik problemidir. Sağlıklı gıdaya giden süreçleri doğru yönetemiyorsanız, doğamızı koruyacak yöntemleri geliştiremiyorsanız, o zaman o ülkede ciddi bir güvenlik sorunu vardır. Biz yine de vatandaşlar, yerel yönetimler ve iktidarın kol kola çalışması gerektiğinin altını çizmek istiyoruz. Gıda güvenliği konusunda hep beraber doğru politikalarla ilerlemekten başka çaremiz yok" ifadelerini kullandı.
"Üretmek yerine her şeyi ithal eder durumdayız"
Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ise Sağlıklı Kentler Birliği Başkanı Dr. Cemil Tugay'a çalışmalarından ötürü teşekkür ederek "Cemil Başkan, birliğe başkan seçildikten sonra çok önemli kararlar aldık. Buradaki beş madde dünyanın da gündeminde olan maddeler. Yanlış politika ve uygulamalarla bugün, üretmek yerine her şeyi ithal eder durumdayız. Gıda güvenliği yalnızca bireysel beslenme hakkı değil, aynı zamanda sağlıklı toplumların, dirençli şehirlerin, sürdürülebilir kalkınmanın temelidir. İklim Kanunu, Maden Kanunu, Mera Kanunu ile gıda güvencesi ne kadar sağlanabilir? Gıda güvencesi, birçok konuya uzanan, birbirine bağlanan kapsamlı bir süreci ifade etmektedir" dedi.