Tamı tamına 50 yıl olmuş Kıbrıs konusunda yazıyorum… Adayı savaşla tanıdım. 1974 Yılı Temmuzunun 20’nci günüydü; ilk gördüğüm şey silah seslerinin çınlattığı alev, alev yanan bir ada, bu adada yaşamaya çalışan Kıbrıs Türk’üydü…
Adalı Rumları ise savaşın içinde tanıdım…
Savaşın içinde bulduğum kalınca bir defterde not tutmaya başladım. Kaleme aldığım ilk şey gencecik yaşımda katıldığım Kıbrıs savaşlarında yaşadıklarımdı.
Sonrasında yazdıklarım ise kaderime iz bırakan bu adadaki her şeydi. Hala adayı izler, izlediklerimi yazmaya çalışırım.
Bir insanın savaştığı yerlerde, bu yerlerde tanıdığı insanlarla öylesine özel yaşanmışlıkları oluyor ki! Bunları hiçbir zaman unutamıyorsunuz.
Yediğiniz yemekten, içtiğiniz suya; gördüğünüz yerlerden, yaşadığınız olaylara kadar ne varsa beyninize kazınıyor, unutamıyorsunuz.
Hele ki, bir de orada omuz, omuza savaştığınız silah arkadaşlarınızı toprağa vermiş, onların şehadetlerine tanıklık etmiş iseniz.
Bu adada yaşayan insanların öz geçmişlerine baktığınızda; onlar adalı olmanın tüm özelliklerini taşıyor ama size, adaya bir amaç uğruna gelen görevli olarak verilen vazifeyi yapmakla mükellefsiniz diye bakılıyor.
Nasıl olsa görevi bitip dönecektir deniyor. Ama hiç de öyle olmuyor. Çünkü siz günü geliyor bir adalı gibi düşünüp, bir adalı gibi yaşamaya başlıyorsunuz.
Pekiyi, adalı ne demek?
Adalı demek, yaşadığı coğrafyanın dört bir tarafının denizle kaplı olduğunu, ana karadaki sevdiklerini istediği anda göremeyecek olmasını bilen, onların hasreti ile yaşayabilen, adada acil bir ihtiyacı olduğunda ona hemen ulaşamayacağının, alamayacağının bilincinde olan; acıyı da, sevinci de, mutluluğu da çoğu zaman anılarında hatırlayabilen demektir.
Sanırım bu cümlelerim okuyanlarına belki çok şey ifade etmeyecektir. O zaman şöyle söylemek gerekirse, adalı demek:
‘’Kaderinin sesini kalp atışlarında duyan’’ demektir.
İşte Kıbrıs’ta yaşayan adalı dostlarım da kaderlerinin sesini yıllar boyunca hep kalp atışlarında duydular.
O kalp atışları ki; onlara hep acıyı, korkuyu, hasreti yaşattı. Geride kalan asırlar boyunca o kalp atışlarıyla sadece çok özel günlerde mutlu oldular…
Adada yaşadığım dönemde bazı zamanlar Lefkoşa’nın Türk kesimi kırsalında, bazı zamanlar Girne kıyılarında ben de dinledim kaderin sesini. Tıpkı adalılar gibi…
Onların savaş öncesinde, savaşın içinde yaşadıklarını bilen birisi olarak bu topraklarda nelere tanıklık ettiklerini bir kez daha analiz ettim.
Adalı Türkler; sırf kimliklerinde Türk yazdığı için bir gece içinde yok edilmek istenmişler.
Adalı Rumların eşkıya kılıklı çetecileri ise; elde silah tarih sayfalarını sadece kirletmekle kalmamış, insanlığa sığmayan pek çok cinayetin izlerini de eklemişler. Rum yöneticileri ise değil bunlara ses çıkarmak, sessizce onay verircesine seyretmişler…
Günü gelmiş savaş bitmiş, Türk tarafı kendi kaderinin sesine kulak vermiş. Onca acının, kan ve gözyaşının karşılığını hürriyetine kavuşarak almış, adanın kuzeyinde ayrı bir devlet kurmuş, Rum tarafı yaptıkları onca cinayetin, aymazlığın, acımasızlığın bedelini ödemiş, adanın sadece güneyinde yaşamak durumuyla karşı karşıya kalmış.
Şimdi sınırlar ayrı, devlet ayrı, bayrak ayrı, halk ayrı, dil ayrı, din ayrı, gelenek görenek ayrı, yaşam biçimi ayrı.
Kısacası her şey apayrı…
Yarım asırdan beri adada durum böyle. Kaderinin sesini kalp atışlarıyla duyanlar, bundan böyle bu şekilde yaşamaya devam edecekler.
Elbette ki, her yerde olduğu gibi bu adada da yaşamın böyle devam etmeyeceğini varsayanlar, böyle bir yaşam olmasını istemeyenler de var!
Adalı siyasiler, adayı kendi menfaatleri için kullanmak isteyen dünya devletleri… Bunlar dur durak bilmeden, Kıbrıs konusunu çözelim diye türlü, türlü öneriler sunmaya devam ediyorlar.
Taraflara gelince:
Rum tarafı hala adanın yasal hükümeti benim; çözüm olacaksa Türkler ancak azınlık haklarına evet derse olur diyor.
Türk tarafı ise Rumlarla iç, içe yaşanamayacağının bilinci ile benim için çözüm, ayrı bir devlette, yani KKTC ‘de yaşamaktır. Bu da gerçekleşmiştir diyor.
İşte son dönemde adadan elde etmiş olduğum izlenimlerin, bu yazıya düşen izleri bunlar.
Ve adalılar hala ‘’ Kaderlerinin sesini kalp atışlarında duyuyorlar…’’
Ama şu gerçek de unutulmasın:
Ne zaman ki; Adalıların ‘’Kalplerinin atışı kaderlerinin sesi olacak…’’ İşte o zaman adalılar için hayat çok daha güzel olacak…
Atilla Çilingir
23 Şubat 2025
Tugay: Belediyeyi eksi 18 milyar lira maliyetin altına sokamam
İpekyolu Belediyesi Bostaniçi Yaşam Merkezi'ndeki atölyede çocuklar, geri dönüştürülebilir atıklardan yaratıcı ürünler yaparak hem öğreniyor hem de eğleniyor.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, jandarma tarafından son 2 haftada düzenlenen operasyonlarda, hesaplarında 2 milyar 408 milyon TL işlem hacmi tespit edilen 61 şüpheli hakkında bilgi verdi. Şüphelilerden 46'sı tutuklandı.
Ali Yerlikaya, Jandarma'nın son iki haftadaki FETÖ operasyonlarında 76 şüphelinin yakalandığını açıkladı. 2025 yılı içinde toplam 1601 şüpheli tutuklanırken, 1524 şüpheli hakkında adli kontrol kararı uygulandı.
Karatay Belediyesi'nin İsmil Mahallesi'nde kurduğu 6 MW gücündeki GES, belediyenin enerji ihtiyacının 1,5 katını karşılayacak kapasiteyle üretime başladı.
Eyyübiye Belediyesi, mübarek üç ayların başlangıcı münasebetiyle Türk Tasavvuf Musikisi konseri ve sema gösterisi içeren bir program düzenleyecek.
Kuzey ve Doğu Suriye'de Ermeni Birliği Partisi kuruldu
İzmir’in üç güçlü sürdürülebilir turizm hikâyesi “Halkın Seçimi” finalinde
İzmir Oda Orkestrası Latin müzikleriyle dans ettirdi
İzmir sağlıkta yerel yönetim modeliyle Türkiye’ye örnek oldu
Yeni yıl ruhu İzmir’in caddelerinde İzmir 2026’ya ışıl ışıl giriyor
Aksaray Belediye Başkanı Dr. Evren Dinçer, rahmet, bereket ve mağfiret ayları olan Üç Aylar'ın başlaması nedeniyle bir mesaj yayımlayarak, bu dönemin birlik, beraberlik ve yardımlaşmayı güçlendirecek manevi bir iklim sunduğunu ifa
Aksaray Belediyesi, 2025 yılı boyunca altyapı, sosyal destek, eğitim ve kültür alanlarında birçok projeyi hayata geçirdi. Belediye Başkanı Dr. Evren Dinçer, planlı ve sürdürülebilir bir anlayışla çalıştıklarını vurguladı.
Aksaray Belediyesi'nin ASTİM'de açtığı Aile Sağlığı Merkezi, 3,5 ayda yaklaşık 6 bin 300 kişiye hizmet verdi. Merkez, sanayi bölgesindeki esnaf ve çalışanların temel sağlık hizmetlerine erişimini kolaylaştırıyor.
Van Büyükşehir Belediyesi, kent merkezindeki trafik sıkışıklığını çözmek amacıyla bir dizi tek yön ve kavşak düzenlemesi başlattı. Çalışmalar özellikle Beşyol ve çevresindeki trafik yükünü hafifletmeyi hedefliyor.
Mersin Büyükşehir Belediyesi'nin destekleriyle düzenlenen festival, iki gün boyunca onlarca film ve söyleşiye ev sahipliği yapacak.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, 300 bin metrekarelik Naturapark'ın altyapı çalışmalarına başladı. Prof. Dr. Necmettin Erbakan Bulvarı ile Fırat Bulvarı'nın kesiştiği noktada inşa edilecek parkta, bisiklet yollarından biyolojik g
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Serra Bucak, kentin kadın aklı, emeği ve hafızasıyla yeniden inşa edilmesi kararlılığını ilan etti. 'Amed Kadın Kentlerine Doğru Deklarasyonu' ile toplumsal cinsiyet eşitliğini merkeze al