Avrupa Komünist Hareketi (AKH) Ukrayna’daki emperyalist savaşın ikinci yılında Türkiye Komünist Partisi’nin ev sahipliğinde İstanbul’da bir araya geldi.
“Ukrayna'daki Emperyalist Savaşın İkinci Yılında Komünistlerin Deneyimleri ve Çıkarımları” başlığını taşıyan konferansa Avusturya Emek Partisi, Fransa Devrimci Komünist Partisi, Komünist İşçi Partisi - Barış ve Sosyalizm için (Finlandiya), Hollanda Yeni Komünist Partisi, İrlanda İşçi Partisi, İspanya İşçileri Komünist Partisi, İsveç Komünist Partisi, İsviçre Komünist Partisi, Komünist Cephe (İtalya), Yunanistan Komünist Partisi, Ukrayna Komünistleri Birliği delegeleri katılım gösterdi.
Konferansın açış konuşması TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan tarafından yapıldı. Okuyan, Ukrayna’daki savaş da dahil olmak üzere tüm dünyada süren çatışmaların sınıfsal temellere yerleştirilerek ele alınması gerektiğine dikkat çekerek şunları ifade etti:
“Ukrayna’daki savaş iki yıldır sürüyor. Aslında bu savaş, birçok özgünlüğü barındırmakla beraber, dünyanın diğer bölgelerinde farklı yoğunluklarda sürmekte olan savaş ve çatışmalardan çok da farklı değil. Birbirinden değişik görünümlere sahip olsalar da Kafkasya’da, Ortadoğu’da, Afrika’daki silahlı çatışmaların tamamı emperyalist sistem içindeki rekabet ve çelişkilerle ilişkili. Filistin halkına karşı on yıllardır sürdürülmekte olan saldırganlığın yeni bir evresi olarak görebileceğimiz Gazze’ye dönük İsrail barbarlığı bile, kaçınılmaz olarak, bu çelişkilerin parçası haline gelmekte ve Gazze’de yaşananları emperyalist sistem içindeki karmaşık mücadelenin parçası haline getirmektedir.
Bütün bu çatışmaları, birbirinden bağımsız bir biçimde ve sadece görünen, güncel boyutlarından hareket ederek değerlendirenlerin tersine, komünistlerin meseleleri sınıfsal temellerine yerleştirerek ele alma yükümlülüğü var. Bu yükümlülük, olayların özgünlüklerini yok saymak, bütün gerilimleri aynı çuvala doldurmak anlamına gelmiyor. Ancak bilmemiz gerekiyor ki, işçi sınıfı hareketi tarihte ve bugün, karşı karşıya kaldığı somut başlıkların özgünlüklerini mutlaklaştırarak sayısız hata yaptı ve reformist konumlanışlar için çoğu kez çok parlak ve akıllıca olduğu sanılan mazeretler üretti.”
20. yüzyılın başlarında Fransa ve Almanya’da işçi sınıfı partilerinin savaştan yana aldıkları tutuma dikkat çeken Kemal Okuyan “NATO’nun genişlediği, Ukrayna’da neo Nazilerin devlet kurumlarına yerleştiği gerçektir ancak bu gerçeklerden yanlış siyasi sonuçlar çıkarılmamalıdır” vurgusunda bulundu. Kavramsal titizlik son derece önemli olsa da emperyalizmin ABD’ye ya da bir dış politika pratiğine indirgenemeyeceğini, çelişki ve çatışmalardan arındırılmış monoblok bir emperyalizmden hiçbir zaman söz edilemeyeceğini ve emperyalizmin hiyerarşik bir yapılanma olduğu gerçeğini sürekli gündemde tutmak gerektiğini ekledi.
Emperyalizm kavramının çarpıtılmasının devrimin güncelliği fikrinin zayıflamasının bir sonucu olduğunun altını çizen Okuyan devrimci bir stratejiye dayanmadığında ABD emperyalizmine, NATO’ya karşı mücadelenin bir anlamı olmayacağını ifade etti. Sömürüye karşı tutarlı ve devrimci bir program etrafında bir sınıf hareketi örgütlenmediğinde ABD emperyalizmi ya da NATO ile mücadelenin burjuva iktidarınların savaş ya da pazarlık masasındaki manevralarının insafına bırakıldığını belirtti.
Ardından söz alan Avrupa Komünist Hareketi partileri temsilcileri konuşmalarında kendi ülkelerindeki hükümetlerin Ukrayna’ya verdikleri açık ve örtülü maddi desteklere, savaşın bölgesel bir savaş haline dönüşmesi riskine ve buna karşısında üstlendikleri güncel görevlere işaret etti.
Konferansta aynı zamanda sınıfsal bir bakış açısından yoksun bir anti-emperyalist tutumun eksik ve yanlış olacağı üzerinde duruldu. Bunun emperyalist sistem içinde yer alan bazı ülkelerinin burjuvazilerinin yanında konum alınmasıyla sonuçlanabileceğine dikkat çekildi.
Konferans önümüzdeki günlerde kamuoyu ile paylaşılacak bir ortak açıklamanın hazırlıklarıyla sona erdi. Konuyla ilgili verimli bir tartışmanın yürütüldüğü konferansın katılan partilerin kendi ülkelerinde süren mücadelelere ve uluslararası alanda emperyalizme karşı sınıfsal temelli bir mücadeleye güçlendirmesi bekleniyor.
‘Uçak filosuna milyonlar akıtan iktidar orman yangınlarında Türk milletini kaderiyle baş başa bırakıyor’
Seçimlere Doğru: Halk Geçim Derdinde, Güvenilir Bir Seçim İçin Talepler Artıyor
ABD SDG'ye hangi mesajları verdi, Suriyeli Kürtlerin tepkisi ne oldu?
Kemalist Aydınlanma Derneği Basın Sözcüsü Müftüoğlu: CHP’ye tarihi bir sorumluluk düşüyor
Başkan Tugay Bosna’da Srebrenitsa Katliamı’nın kurbanlarını andı
CHP Adana İl Başkanı Tanburoğlu: “Adil Yargılanma Bekliyoruz, Adalet İstiyoruz.”
Haziran 2025’te En Çok Konuşulan Belediye Başkanları
Zafer Partisi’nden Bakanlığa dilekçe: Sazlıbosna'daki yeni imar planına itiraz edildi
Genç Parti Genel Başkanı Burçin Şahindur: En düşük emekli maaşı 35 bin TL olmalı
“Ülke demokrasisinin sağlam ve sağlıklı partilere ihtiyacı var”
Başkan Cemil Tugay’dan dava yorumu: Bağımsızlık, gelecek, özgürlük her şey adaletle vardır
Zaman değişti, insanlık değişti... Dünya artık eski dünya değil. Eskiden, düşmanlıkların bile bir onuru, bir sınırı vardı.
Mayıs 2025’te En Çok Konuşulan Belediye Başkanları
MTM Medya Takip Merkezi, Mayıs 2025’te medya ve sosyal medyada en çok konuşulan siyasetçileri araştırdı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 480 bini aşkın haberle zirvede yer alırken; Ekrem İmamoğlu ikinci, CHP Genel Başkanı Özgü
Ortadoğu’da yaşanan en derin adaletsizliklerden biri, kuşkusuz Filistin halkının maruz kaldığı sistematik işgal ve zorla yerinden edilme politikalarıdır.
13 Haziran 2025 sabaha uyandığımda radyoda İsrail’in İran'a saldırdığı anlatılıyordu. Haberlerden anlıyoruz ki çok kapsamlı ve büyük bir saldırı gerçekleşmiş ve önemli mevkilerdeki kişileri ve merkezleri bombaladığı belirtiliyor.
Ortadoğu’da Artan Gerilim: İsrail-Filistin Çatışması ve Bölgesel Yansımalar