İnsan vücudunda yaşayan bakteri, mantar, virüs ve protozoa gibi trilyonlarca mikroorganizmanın tümünü ifade eden mikrobiyota, sağlıklı bir vücut için kritik bir öneme sahip. Sağlıklı bir mikrobiyota için özellikle lif ve probiyotik açısından zengin ve fermente gıdalar içeren dengeli ve çeşitli bir diyet, aşırı antibiyotik kullanımından kaçınma, düzenli egzersiz ve stres yönetiminin önemli olduğunu paylaşan Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Melih Özel “Sağlıklı bir mikrobiyota sindirim sağlığını destekler, bağışıklık sistemini güçlendirir, enflamasyonu azaltır ve ruh sağlığını olumlu etkiler” dedi.
İnsan bağırsak mikrobiyotası, gıdaların sindirimi, bağışıklık sisteminin desteklenmesi, bazı vitaminlerin sentezlenmesi ve biyolojik modifikasyonu, sağlıklı bağırsak fonksiyonları, iltihabi değişikliklerin önlenmesi, ideal vücut ağırlığının korunması, beyin işlevleri, bazı kalp damar hastalıkları ve ruh sağlığı gibi çok farklı vücut fonksiyonlarının yerine getirilmesinde önemli roller üstleniyor.
Mikrobiyom kişiye özel
Mikrobiyotayı oluşturan mikroorganizmaların genomlarının toplamını ifade eden mikrobiyomun aynı zamanda, zararlı patojenlerle mücadele ederek vücut sağlığını korumaya yardımcı olduğunu paylaşan Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Melih Özel “Mikrobiyom kişiden kişiye farklılık gösteriyor. Bu farklılıklar genetik özellikler, doğum şekli, kişinin immün yanıt kapasitesi, diyet, antibiyotikler dahil pek çok ilaç, enfeksiyonlar ve çevresel mikrop maruziyetleri gibi faktörlerden etkileniyor. Ayrıca yaş ve cinsiyet de mikrobiyomu etkiliyor” diye konuştu.
Bağırsak sağlığı obezite ile doğrudan ilişkili
Son zamanlardaki çalışmaların bağırsak mikrobiyotasındaki farklılıkların ve bileşimindeki değişimin, obezite ile ve obezite ilişkili hastalıkların ortaya çıkışında da önemli olduğunun düşünüldüğünü vurgulayan Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Melih Özel “Obez kişilerin bağırsağında bazı bakteri türlerinin azalması, belli bazı bakteri türlerinin artması ve bakteriyel çeşitliliğin azalması gibi değişiklikler gözlemlenebiliyor. Kilo verilmesi ile bu değişikliklerin geriye döndüğü de görülüyor” açıklamasında bulundu.
Antibiyotik kullanımı mikrobiyota dengesini bozabilir
Antibiyotiklerin zararlı bakterileri öldürmesinin yanı sıra yararlı bakterileri de yok edebildiğini, bunun da mikrobiyota dengesinin bozulmasına yol açabildiğini hatırlatan Prof. Dr. Melih Özel “Bu durum, antibiyotik sonrası ishallere, mantar enfeksiyonlarına ve uzun vadede antibiyotik direncine neden olabilir. Mikrobiyomun toparlanması ve eski dengesine dönmesi aylar, hatta yıllar sürebilir. Bu nedenle de antibiyotikler sadece doktor önerisi ile ve doğru dozda kullanılmalı. Soğuk algınlığı veya grip gibi viral enfeksiyonlarda antibiyotikler işe yaramaz. Bu nedenle gereksiz yere kullanılmamalı” diye konuştu.
Mikrobiyota mental sağlığı etkiliyor
Mikrobiyotanın mental sağlık üzerinde de etkili olduğunun düşünüldüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Melih Özel, “İnsan vücudunda bağırsak-beyin ekseni olarak bilinen bir bağlantı var. Hem bu eksenin işlevlerinin düzgün olmasının hem de bağırsaklardaki bakterilerin varlığı ve çeşitliliğinin insanın ruh halini etkileyebileceği düşünülüyor. Şu an için sağlıklı bir diyet, düzenli fiziksel aktivite ve stres yönetimi teknikleri, mikrobiyom sağlığını korumanın ve dolaylı olarak mental sağlığı desteklemenin en etkili yolları olarak kabul edilebilir” dedi.
Mikrobiyota değişimleri bağırsak fonksiyon bozukluklarına neden olabilir
Disbiyozisin yani mikrobiyom dengesizliklerinin bağırsaklarda fonksiyonel bozukluklara neden olabildiğini vurgulayan Prof. Dr. Melih Özel, “Mikrobiyomun sağlığı, bağırsak hareketlerini ve mukozal bariyer fonksiyonunu etkileyerek bu tür durumların ortaya çıkmasında rol oynar. Disbiyozis, bağırsak hareketlerini düzenleyen mekanizmaları etkileyerek yararlı bakterilerin azalmasına ve zararlı bakterilerin artmasına, böylelikle bağırsak hareketlerinin düzensizleşmesine neden olabilir. Bu durum, bağırsaklarda işlev bozukluklarına yol açabilir” şeklinde konuştu.
Kanser vakalarının dünya genelinde giderek artmasıyla, halk arasında doğru bilinen yanlışlar da hızla artış gösteriyor
Ülkemizdeki yaygın ve yanlış algının aksine, süt sadece çocuklar için değil yetişkinler için de oldukça önemli bir besin kaynağı. Süt ve süt ürünleri, her yaşta ihtiyaç duyulan kalsiyumu sağlar
Bağışıklık sistemi hastalıklarının görülme oranı tüm dünyada belirgin bir şekilde artıyor. Bu artışın nedenleri arasında; hava kirliliği, kronik stres ve işlenmiş gıda tüketimi gibi giderek yaygınlaşan çevresel faktörler yer alıyo
İlk Yardım Uygulama Turnuvası’nda zamanla yarıştılar
31 Mayıs Dünya Tütüne Hayır Günü Tütün kullanımı her nefeste kansere yaklaştırıyor
“Sağlıklı Bir Fikrim Var” Proje Yarışması Başvuruları Başladı!
Ayakkabı seçiminde dikkat edilmesi gereken 6 nokta
Koç Üniversitesi Hastanesi’nde görev yapan ve girişimsel kardiyoloji alanında uzmanlaşmış olan Doç. Dr. Erol Gürsoy, New York’un en büyük ve en yüksek işlem kapasitesine sahip sağlık kuruluşlarından Mount Sinai Hastanesi’ne gözlem
Zamana Meydan Okuyan Ciltler İçin Kolajenden Gelen Güç
Hemşireler Haftası’nda “Dönüşümün Kalbinde Hemşirelik Sempozyumu”
- BURTOM YÖN. KUR. BŞK. UZM. DR. EROL KILIÇ:“BÜYÜMEYE DEVAM EDECEĞİZ”