Depresyon sizi dibe çekerken istemeseniz bile hareket etmelisiniz

Depresyon sizi dibe çekerken istemeseniz bile hareket etmelisiniz

Depresyon sizi dibe çekerken istemeseniz bile hareket etmelisiniz

Depresyonun kişiyi engelleyen bir sesi var

 

Zor zamanlar yaşayan kişilerde zaman zaman depresyon görülebildiğine dikkat çeken uzmanlar öncelikle depresyonun neden gerçekleştiğinin görülmesi gerektiğini söylüyor. Depresyonun nedenlerini düşünmenin hayatı yeniden gözden geçirmeyle ilgili olduğunu belirten Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğt. Üyesi Elvan Çiftçi, depresyonun kişiyi engelleyen bir sesi olduğuna vurgu yapıyor. Çiftçi, “Ne kadar istemeseniz bile, depresyon sizi dibe çekerken yapmanız gereken şey hareket etmekten geçiyor.” tavsiyesinde bulunuyor.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğt. Üyesi Elvan Çiftçi, depresyonda olduğunu düşünen kişilere, depresyonu daha kolay atlatabilmeleri için önerilerde bulundu.

Depresyonu dinlemek gerekir 

Bazen insanların zor zamanlar yaşayabilir. Bu da depresyon riskini ortaya çıkarır. Herkesin böyle zamanlarda depresyona girmeyebileceğini ancak kısa süreli de olsa depresif hissedebileceğini belirten Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğt. Üyesi Elvan Çiftçi, “Eğer depresyon belirtilerini kendinizde fark ettiyseniz öncelikle bu depresyonun sizde neden uyandığını, neden gerçekleştiğini görme ihtiyacınız var.” dedi.

Çiftçi, bazen depresyonu dinlemek gerektiğine, dikkat çekti ve “Bu süreçte yeni bir uyanmaya da geçebilirsiniz, hayatınızı yeniden şekillendirebilirsiniz.” ifadelerini kullandı.

Hareket etmek depresyonun geçmesine yardımcı oluyor 

Depresyonla mücadele eden kişilerin öncelikle kendilerine dikkat etmeleri gerektiğini vurgulayan Çiftçi, “Depresyonun nedenlerini düşünmeniz aslında sizin için uyarıcı sinyaller. Hayatı yeniden gözden geçirmeyle ilgili size verilmiş özellikler olarak düşünülebilir. Kendinize ve yaşadıklarınıza karşı açık, kabul edici ve sevgi dolu olmakta fayda var. Ne kadar istemeseniz bile, depresyon sizi dibe çekerken yapmanız gereken şey hareket etmekten geçiyor. Ne kadar çok hareket ederseniz depresyonunuzun o kadar hızlı bir şekilde geçmesine yardımcı olursunuz. Egzersiz yapmak hafif depresyonlarda ilaç kadar faydalı. Harekete geçmek sadece fiziksel anlamda düşünülmemeli. Karşılaştığınız insanlarla konuşarak, dikkatinizi odaklayarak, yürürken hafızanızı kullanarak da motor korteksle beraber beyinin diğer bölgelerini aktifleştirerek depresyona karşı kendinizi korumuş olursunuz.” açıklamasını yaptı.

Genellemelerden uzak kalınmalı başarılara odaklanılmalı

Bugün yaşanılanların yarının göstergesi olmayabileceğine dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Elvan Çiftçi, “Depresyon sürecinde kendinizi yakından takip etmeniz gerekebilir. Günlük tutabilirsiniz, bugün sizin için küçük gözüken bir şey anlamlı ve değerli olabilir. Depresyonla birlikte dünya sizin için karanlık, acı dolu ve kaygılı bir hale gelebilir. Kendinize küçük hedefler belirleyerek adım atmakta fayda var. Genellemelerden uzak kalın, neleri başardığınıza odaklanın. Sizin için küçük görünebilir ancak bunları yapmaya devam ettiğiniz zaman depresyonun döngüsünü kırmaya başlayacaksınız.” dedi.

Hep aynı şeyleri yapmaktan uzak durulmalı

Depresyonun kişiyi engelleyen bir sesi olduğuna değinen Çiftçi, “Sizi bir yere gitmenizden alıkoyan, ‘gitsen ne yapacaksın, insanlara yük olacaksın’ gibi sizi durduran, insanların arasına karışmanızı engelleyen özellikleri mevcut. Burada depresyonun sesini değil sizin doğru olan sesi dinlemeniz önemli. Depresyona karşı ‘haklı olabilirsin ama şuan burada yatıyor olmamdan daha iyi bir seçenek’ ya da ‘insanlara yük olmayacağım’ gibi kendinizle daha barışık olduğunuz bir sürece girmenizi tavsiye ederim.” dedi.

Yatağınızı toplamak, bulaşıkları kaldırmak gibi ulaşabilir hedefler oluşturulması gerektiğini sözlerine ekleyen Çifti, “Bunları yapmaya devam ettiğiniz zaman hayatınız rutine girmeye başlar. Hoşunuza giden şeyleri yapın, hobilerinize zaman ayırın, arkadaşlarınızla görüşün, gitmeyi sevdiğiniz yerlere gidin, müzik dinleyin. Depresyon sürecinde hep aynı şeyleri yapmaktan uzak durun, yeni şeyler deneyin ki zihninizde farklı açılar ile beraber aktifleşmeye başlasın. Depresyon sürecinde hafıza ve dikkati kullanmak depresyonun getirdiği hafıza ve dikkat problemlerine yardımcı olabiliyor. Gönüllü aktivitelere katılabilirsiniz. Yapılan çalışmalar gönüllü aktivitelere katılan insanların tansiyonlarının daha düşük, depresif hallerinin daha az olduğunuz gösteriyor.” önerisinde bulundu.

Antidepresan kullanımı doktor kontrolünde olmalı 

Antidepresan ilaçların kullanımına da değinen Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğt. Üyesi Elvan Çiftçi, bu ilaçların bağımlılık yapmayacağını, bağımlılık yapan türdeki ilaçların devlet kontrolünde kırmızı ya da yeşil reçeteli olarak satıldığına vurgu yaptı.

İlaçların doktor kontrolünde başlayıp, doktor kontrolünde kesiminin planlandığının altını çizen Çiftçi sözlerini şöyle tamamladı:

“Antidepresan ilaçlar intihara sebep olmaz. İntihar düşünceleri depresyonun bir parçasıdır. Ağır depresyonlarda intihar fikirleri olan hastalarla yüz yüze geliriz. Antidepresan ilaç kullanımında dikkat edilmesi gereken nokta, depresyon devam ederken ilaç kullanımıyla beraber enerji miktarı artacağı için hastanın var olan intihar düşüncelerinin harekete geçme riski ortaya çıkıyor. Bu yüzden bu tür hastaları çok yakından takip etmemiz gerekir.”



SAĞLIK 1.09.2023 14:52:00 0

Hücre yaşlanmasını yavaşlatan 10 besin

Hücre yaşlanmasını yavaşlatan 10 besin

Deniz ve havuzda göz sağlığını korumak için 6 öneri

Deniz ve havuzda göz sağlığını korumak için 6 öneri

D Vitamini Takviyesi Mevsim Seçmiyor!

D Vitamini Takviyesi Mevsim Seçmiyor!

Yenidoğan Sünneti Enfeksiyonları Önlüyor...

Yenidoğan Sünneti Enfeksiyonları Önlüyor...

Dünya yeme bozukluklarıyla mücadele ediyor

Dünya yeme bozukluklarıyla mücadele ediyor

Her 8 Kadından Biri Meme Kanseri Riski Taşıyor!

Her 8 Kadından Biri Meme Kanseri Riski Taşıyor!

DÜNYA GENELİNDE 1 MİLYARDAN FAZLA İNSANI DOĞRUDAN ETKİLİYOR

Dünya genelinde 1 milyardan fazla insanı etkileyen migren, yalnızca bir baş ağrısı olmanın çok ötesinde, yaşam kalitesini düşüren ve günlük hayatı sekteye uğratan ciddi bir nörolojik hastalık.

Tüp bebek tedavisinde havuza girilmemeli

Tüp bebek tedavisinde havuza girilmemeli

Eşrefpaşa Hastanesi’nde diş tedavisi hem kolay hem erişilebilir

Eşrefpaşa Hastanesi’nde diş tedavisi hem kolay hem erişilebilir

Karın şişkinliğine karşı 7 çözüm

Karın şişkinliğine karşı 7 çözüm

Belirtisiz erken teşhiste tüm vücut MR yöntemi

Belirtisiz erken teşhiste tüm vücut MR yöntemi

YAZ AYLARINDA BÖBREK HASTALARI İÇİN EN BÜYÜK TEHDİT: HATALI BESLENME VE FAZLA SIVI TÜKETİMİ!

Türk Böbrek Vakfı’ndan Diyaliz Hastalarına Yaz Uyarısı: Yanlış Beslenme Kalp Durmasına Yol Açabilir!

Glütensiz beslenme herkes için doğru tercih değil

Glütensiz beslenme herkes için doğru tercih değil

İzmir’de güneşi yoga ile uğurladılar

İzmir’de güneşi yoga ile uğurladılar

Kan bağışı hakkında önemli bilgiler

Kan bağışının kansızlık yarattığına dair toplumda yaygın bir inanış olsa da sağlıklı bir kişinin doğru aralıklarla ve uygun şartlarda kan vermesi kalıcı kansızlığa sebep olmaz.

“ANOREKSİYA BASİT BİR YEME SORUNU DEĞİL, YARDIM ÇAĞRISIDIR”

Dünya genelinde milyonlarca kişiyi etkileyen yeme bozuklukları, özellikle gençler arasında alarm verici bir hızla artıyor.

Büyükşehir’in yaz spor okulları kapılarını açıyor

Büyükşehir’in yaz spor okulları kapılarını açıyor

Yoğun bakım süreci ile ilgili bilinmesi gerekenler

Yoğun bakım süreci ile ilgili bilinmesi gerekenler

AİLE HEKİMLİĞİNDE ÜCRET KESİNTİLERİ SONLANDIRILMALI

Türk Sağlık-Sen olarak ay başında her sağlık çalışanının ne kadar ücret alabileceğini TEK KALEM MAAŞ önerimizin ne kadar zaruri olduğu, bugünlerde aile hekimliklerinde yaşanan durumlar nedeniyle bir kez daha ortaya çıkmıştır.

Başkan Tugay’dan Bursa’da düzenlenen DSÖ Avrupa Sağlıklı Şehirler Ağı Konferansı’nda barış mesajı

Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, “Dirençli Sağlıklı Şehirler: Herkes İçin Sürdürülebilir Kentsel Gelecekler Yaratmak” temasıyl

Tümörleri buharlaştıran mucize: Ablasyon

Son yıllarda kanser tedavilerinde yaşanan gelişmelerle özellikle girişimsel onkoloji kavramı ön plana çıkmaya başladı.