Ortadoğu’da yaşanan en derin adaletsizliklerden biri, kuşkusuz Filistin halkının maruz kaldığı sistematik işgal ve zorla yerinden edilme politikalarıdır. İsrail’in yıllardır süren toprak gaspı, sadece askeri ya da siyasi bir mesele değil, aynı zamanda insani bir trajedidir. Filistinlilerin evlerinden, köylerinden, yurtlarından zorla çıkarılmaları ve ardından “başka bir yer bulun” denilmesi, modern dünyanın gözleri önünde yaşanan en çarpıcı hak ihlallerinden biridir.
İsrail ve en büyük destekçisi ABD’nin zihinlerinde, Filistinlilerin topraklarından tamamen sürülerek bazı İslam ülkelerine “misafir” olarak yerleştirilmeleri gibi ürkütücü bir senaryo olduğu sezilmektedir. Bu yaklaşım, sorunun çözümü değil, daha da derinleşmesine yol açacak bir kayıtsızlık ve sorumsuzluktur.
Düşünün: Bir halk, yüzyıllardır yaşadığı topraklardan sürülüyor. Evleri yıkılıyor, zeytinlikleri yakılıyor, yaşam alanları birer birer ellerinden alınıyor. Ardından onlara, sanki bu olanlar bir doğa olayıymış gibi, "kendinize başka bir yer bulun" deniliyor. Bu söylem ne insanlıkla, ne adaletle, ne de uluslararası hukukla bağdaşır.
Daha da vahimi, kendilerine “süper güç” denilen bazı büyük devletlerin bu durumu sadece izlemekle kalmayıp, işgale dolaylı ya da doğrudan destek olmalarıdır. Sanki güçlü olan, istediği topraklara el koyabilir, istediği halkı yerinden edebilir gibi bir ortaçağ mantığı hâkim olmuş durumda. Zayıf devletlerin kaynaklarına ve topraklarına göz dikmek, bunları turistik ya da stratejik yatırım alanlarına dönüştürme hevesi, günümüz dünyasının ahlaki çöküşünü gözler önüne seriyor.
Filistinlilerin yaşadığı bu trajediye karşı sessiz kalmak, sadece o halkın değil, insanlığın geleceğini de karartmak demektir. Çünkü adalet bir yerde çiğnendiğinde, er ya da geç tüm insanlık etkilenir. Büyük ve medeni olmak, güç kullanmakla değil; mazluma sahip çıkmakla, adaleti savunmakla mümkündür.
Bugün Filistin’de olan, yarın başka bir yerde başka bir halkın başına gelebilir. Bu nedenle sesimizi yükseltmek, vicdanımızı diri tutmak ve gerçek anlamda bir barış için mücadele etmek hepimizin ortak sorumluluğudur.
Ortadoğu’da yaşanan en derin adaletsizliklerden biri, kuşkusuz Filistin halkının maruz kaldığı sistematik işgal ve zorla yerinden edilme politikalarıdır.
13 Haziran 2025 sabaha uyandığımda radyoda İsrail’in İran'a saldırdığı anlatılıyordu. Haberlerden anlıyoruz ki çok kapsamlı ve büyük bir saldırı gerçekleşmiş ve önemli mevkilerdeki kişileri ve merkezleri bombaladığı belirtiliyor.
Ortadoğu’da Artan Gerilim: İsrail-Filistin Çatışması ve Bölgesel Yansımalar
TÜİK ve ENAG’ın açıkladığı enflasyon oranlarına ilişkin açıklama yapan Yerli ve Milli Parti Genel Başkanı Teoman Mutlu, “Devletin kurumu bir enflasyon oranı açıklıyor ancak bağımsız kuruluşların
Adalet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Vecdet Öz, 25 siyasi partinin katılımıyla kurulan “Ulus Birliği” ittifakının yola çıktığını duyurdu.
Son anketten dikkat çeken sonuç: Erdoğan üç isme de kaybediyor
Başkan Tugay'dan kentsel dönüşüm için 6 maddelik çözüm önerisi
Başkan Tugay: Türkiye kaybettiği her şeyi tekrar geri kazanacak
Polonya Parlamentosu tarafından Kırım Tatar Sürgünü'nün soykırım olarak tanınması sonrasında açıklamalarda bulunan Ukrayna Milletvekili Mıkola Knyajıtskıy, dünyanın 18 Mayıs 1944 Sürgünü'nü soykırım olarak tanıması gerektiğini ge
Başkan Tugay AB Delegasyonu’na İzmir’in “iklim nötr” çalışmalarını anlattı