Prof. Dr. Ata Atun
7 Ekim 2023 günü sabah 06.30’da başlayan saldırılar İsrail’in Orta Doğu’da varlığını sürdürme ve hayallerini hayata geçirme yönünde bir dönüm noktası oluşturdu. Ama o işin bahanesi. İsrail’in tüm hesaplarını Arz-ı Mev’ud’a göre yaptığını bilirsek, fırsat kolladığını da biliyoruz demektir.
1948 yılında İsrail’in bağımsızlığını ilan etmesinden sonra Mısır’ın öncülüğünde oluşturulan Arap Birleşik Ordusunun İsrail’e saldırması ile başlayan ilk savaşın devamı olarak 1952’de, 1967’de ve 1973’de yaşanan savaşlarda, Mısır, Irak, Suriye, Libya ve Ürdün birliklerinden oluşan Birleşik Arap Orduları İsrail topraklarına hiç ayak basamamışlar, tam tersine toprak kaybı yaşamışlardı.
İlk kez 7 Ekim 2023 saldırısında, İsrail’in terör örgütü sınıfına koyduğu, düşman saydığı ve tehdit olarak gördüğü Hamas üyeleri İsrail topraklarına girmiş oldu.
BM Güvenlik Konseyi daimi üyeleri olan ABD ve bir asır önce 1916 yılında Fransa ile imzaladığı Syces Picot anlaşması ile Osmanlı Devletini parçalayarak Orta Doğu’nun bu günkü sınırlarını çizen, petrol yataklarını da yarattıkları yapay devletlerle kendi kontrolleri altına alan İngiltere, İsrail’in Orta Doğudaki varlığını pekiştirmek için Hamas’ın bu saldırısını Uluslararası Hukuka uygun bir fırsata dönüştürmek yoluna gittiler.
İsrail, BM Güvenlik Konseyi üyeleri olan ABD, İngiltere ve Fransa’nın da desteği ile Birleşmiş Milletler Kuruluş Antlaşmasının 51. Maddesi içeriğince “silahlı saldırı gerçekleştikten sonra meşru müdafaa hakkını oluşturan yasal yetkiyi” kullanacağını açıklayarak, karşı saldırılarını bu içeriğine sokarak, yasallaştırdı. Bu kapsam içinde hareket ederek de Gazze de orantısız güç kullanma yoluna giderek 27 Ekim 2023’de kara harekatını başlattı. Tüm yerleşim yerlerine, yok etmek hedefli planlı ve düzenli saldırılar düzenledi.
Saldırılarda iki milyon insan evlerini terk etmek zorunda kaldı, Gazze’deki binaların yaklaşık yüzde 60’ı harabeye döndü, su, elektrik, kanalizasyon, iletişim, yol ve diğer insan yaşamını kolaylaştıran altyapı tümü ile yok oldu, resmi olarak 42 bin, yıkıntıların içinde kalan ve halen ulaşılamayanlarla birlikte yüz binden fazla insan hayatını kaybetti.
Yerel halkın Gazze’deki varoluşu sonlanırken, Hamas’ın Gazze’deki varlığı ve gücü yok oldu.
İsrail, Gazze toprakları içinde yaşayan yerel halk ile Hamas’ın varlığını sıfırladıktan sonra gözünü komşu ülkelerden başlamak üzere Orta Doğu’ya dikti. Belli ki Orta Doğu, aynen 1916’da yapıldığı gibi yeniden yapılandırılacak, yeni sınırlar çizilecek ve Atlantik ittifakının kolayca uzaktan yöneteceği yeni yapay devletler oluşturulacak.
Şimdi önemli olan bundan sonra bölgedeki varlığını ve güvenliğini sağlam temellere oturtmak için neler yapacağı. Ki İsrail’in ilk hedefinin, insanın yaşamı için olmazsa olmaz olan ‘su’yun bölgedeki kaynaklarını ele geçirmek ve kendi kontrolü altına almak olacağını tahmin etmek zor değil. Suriye sınırları içinde yer alan Golan tepelerini 1967’deki Yom Kippur savaşında ele geçirmesi ile su sıkıntısını biraz olsun azaltan İsrail, şimdi gözünü 1948’de çizilen ama gerçekleştirilemeyen İsrail Haritasında yer alan Litani nehrine ve bu nehri besleyen su havzalarına dikti.
Yani İsrail’in Lübnan’a saldırısındaki önceliği Hizbullah ile savaşmak değil, Litani Nehrini ve bu nehri besleyen su havzalarını ele geçirmek. Litani nehrini ve su havzasını ele geçirdikten sonra aynen Gazze’de yaptığı gibi, Lübnan’ın güneyini yaşanmaz hale getirerek, bölge halkını baskı altına alacak, Hizbullah’ın Lübnan kanadını da etkisiz hale getirecek.
Anlayacağınız “su savaşları başlayacak” efsanesi hayata geçiyor. Uzun vadeli hesapların insanı olan Yahudiler bunun hesabını da yapmış belli ki…
Prof. Dr. (İnş. Müh.), Doç. Dr. (UA. İliş.) Ata ATUN
KKTC Cumhurbaşkanı Danışma Kurulu Üyesi
KKTC Cumhuriyet Meclisi 1. Dönem Milletvekili
Genç Parti’den kritik ‘Suriye’ uyarıları: Bunun adı Türkiye’ye dönük yeni nesil kuşatma planı!
Bahçeli’nin önerisine sert tepki: Bu tehlikeli oyun Türkiye’yi mezhep devletine götürür!
‘Uçak filosuna milyonlar akıtan iktidar orman yangınlarında Türk milletini kaderiyle baş başa bırakıyor’
Seçimlere Doğru: Halk Geçim Derdinde, Güvenilir Bir Seçim İçin Talepler Artıyor
ABD SDG'ye hangi mesajları verdi, Suriyeli Kürtlerin tepkisi ne oldu?
Kemalist Aydınlanma Derneği Basın Sözcüsü Müftüoğlu: CHP’ye tarihi bir sorumluluk düşüyor
Başkan Tugay Bosna’da Srebrenitsa Katliamı’nın kurbanlarını andı
CHP Adana İl Başkanı Tanburoğlu: “Adil Yargılanma Bekliyoruz, Adalet İstiyoruz.”
Haziran 2025’te En Çok Konuşulan Belediye Başkanları
Zafer Partisi’nden Bakanlığa dilekçe: Sazlıbosna'daki yeni imar planına itiraz edildi
Genç Parti Genel Başkanı Burçin Şahindur: En düşük emekli maaşı 35 bin TL olmalı
“Ülke demokrasisinin sağlam ve sağlıklı partilere ihtiyacı var”
Başkan Cemil Tugay’dan dava yorumu: Bağımsızlık, gelecek, özgürlük her şey adaletle vardır
Zaman değişti, insanlık değişti... Dünya artık eski dünya değil. Eskiden, düşmanlıkların bile bir onuru, bir sınırı vardı.
Mayıs 2025’te En Çok Konuşulan Belediye Başkanları
MTM Medya Takip Merkezi, Mayıs 2025’te medya ve sosyal medyada en çok konuşulan siyasetçileri araştırdı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 480 bini aşkın haberle zirvede yer alırken; Ekrem İmamoğlu ikinci, CHP Genel Başkanı Özgü
Ortadoğu’da yaşanan en derin adaletsizliklerden biri, kuşkusuz Filistin halkının maruz kaldığı sistematik işgal ve zorla yerinden edilme politikalarıdır.