Prof. Dr. Ata Atun
BM Güvenlik Konseyi’nin, Kıbrıs Türk halkının kan, gözyaşı ve binlerce şehit verdikten sonra 42 yıl evvel kurduğu KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ’ne (KKTC) sormadan, bilgilendirmeden ve de görüşlerini dikkate almadan Kıbrıs'ta 61 yıldır görev adı altında tatil yapan BM Geçici Barış Gücü'nün (UNFICYP) görev süresini bir yıllığına daha uzatması tam bir Rum yandaşlığı ve adaletsiz bir karar.
KKTC devleti, BM Güvenlik Konseyinin tek taraflı ve yanlı bu kararını ve kararın içinde yer alan “iki toplumlu, iki kesimli federasyon”a atıf yapılmasını kabul etmiyor. Kıbrıs’ta yaşanan son 61 yıl siyasi olarak değerlendirildiğinde, BM Güvenlik Konseyi’nin almış olduğu bu kararın ve karar içinde yer alan atıfın ne denli yanlı ve gerçeklerden uzak olduğu açık ve net ortada. Ki, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep T. Erdoğan, BM’deki her konuşmasında ve açıklamalarında “Dünya Beş’ten Büyüktür” cümlesini BM Güvenlik Konseyi’nin taraflı kararlarından dolayı dile getiriyor.
Tamam, yıllar önce adaya sözde barış gücü gelmesine karar verilmiş ama günümüzde dünya sisteminin yeni dinamikleri ve oluşmuş yeni siyasi dengeler, eski düzenin sürdürülebilirliğini imkânsız hale getirdiğinden günümüz koşullarına uygun uygulamalar gerekiyor. Bu uygulamaların en önemli alanı ise Birleşmiş Milletler (BM) olmalı. BM’nin daha adil ve istikrarlı bir uluslararası düzen oluşturulması yönünde yeniden yapılanması, birçok ülkenin talebi ve ısrarlı isteği ile artık gündeme gelmek zorunda. Birçok ülke, BM’nin günün koşullarına uygun yapılandırılmasını ve Güvenlik Konseyi’nin Beş daimi üyesinin iki dudağının arasından çıkacak veto uygulamasından kurtarılmasını istiyor.
Zira BM ve Güvenlik Konseyi’nin Beş Daimi Üyesinin, zorda kalınca kendi çıkarları uğruna kullandıkları “Veto” hakları, özellikle son zamanlarda, Birleşmiş Milletler meşruiyetini ve adaletini hepten yitirtmiş ve sorgulanır hale getirmiş durumda.
Güvenlik Konseyi üyeleri olan ABD, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin’in kendi ulusal çıkarları doğrultusunda veto ettikleri kararların toplamı 249. Yani BM Güvenlik Konseyi'ne sunulan 2,446 yasa tasarısının 249'u çeşitli nedenlerle veto edilmiş olup Rusya 112, ABD 81, İngiltere 29, Fransa 16 ve Çin 11 konuda veto haklarını kullanmışlar. Matematiksel oran olarak veto edilen kararlar, tüm kararların yüzde 10’undan fazla.
BM Güvenlik Konseyi üyesi devletlerin kendi ulusal çıkarları doğrultusunda veto ettikleri kararların içinde, 24 Nisan 2004 tarihinde Kıbrıs’ta, KKTC ve Güney Kıbrıs Rum Yönetiminde ayrı ayrı oylanan ve Kıbrıs Rumlarının Yüzde 75.38 “Hayır” oyu reddedilen Annan Planı sonrasında, BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın “Kıbrıs Türklerine uygulanan ambargolar kaldırılsın” içerikli önerisi yer almamakta. Bırakın bu kararın veto edilmesini, “Güvenlik Konseyine sunulursa veto edilecek” ihtarı ile sunulamamıştır bile.
Tekrar başa dönecek olursak, BM Güvenlik Konseyi tarafından görev süresi KKTC hükümetine sorulmadan 1 yıl daha uzatılan BM Barış Gücü (UNFICYP) 61 yıldır adamızda ödenekli tatil yapmakta, turistler gibi gezip dolaşmakta, yazın plajlarımızı doldurmaktadırlar. Bugüne değin hiçbir çatışmaya müdahale etmemişler, 1963-1974 yılları arasında soykırıma uğrayan Kıbrıs Türklerinin şehit edilmelerine göz yummuşlar, taşınır ve taşınmaz tüm mallarını arkalarında bırakarak evlerini, köylerini terk eden Kıbrıs Türklerine hiçbir destekte bulunmamışlardır.
Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında ikinci harekâtının başlatıldığı 14 Ağustos 1974'te Taşkent (Tohni) köyünün erkeklerinin topluca şehit edildiği katliamda, BM Barış Gücü, Kıbrıs Türklerini korumak vaadi ile silahlarını toplayıp Taşkent köyünde yaşayan Kıbrıs Türk erkeklerini adeta Rumlara teslim ederek, katliamın BAŞROLÜ’nü oynamıştır.
Bundan sonrası, görevi Kıbrıs adasındaki Rumları korumak olan zoraki misafire misafirliğinin bittiğini hatırlatmak, istenmediğini çeşitli dillerde ve platformlarda ifade etmektir.
16 Ağustos 1974 tarihinde itibaren fiilen adaya barışı getiren ve çatışmaları önleyen Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri olması nedeni ile adamızda boşu boşuna konuşlanan ve hiçbir işe yaramayan BM Barış Gücü’nün (UNFICYP) KKTC’de konuşlanmasına ve KKTC makamlarından izin almadan toprağımızda faaliyet göstermesine artık izin verilmemelidir. BM Barış Gücü’nün sorumluluğu altında olan ARA BÖLGE’ye yerleşmeli ve KKTC Hükümetinden izin almadan topraklarımıza ayak basamamalıdırlar.
Seçimlere Doğru: Halk Geçim Derdinde, Güvenilir Bir Seçim İçin Talepler Artıyor
ABD SDG'ye hangi mesajları verdi, Suriyeli Kürtlerin tepkisi ne oldu?
Kemalist Aydınlanma Derneği Basın Sözcüsü Müftüoğlu: CHP’ye tarihi bir sorumluluk düşüyor
Başkan Tugay Bosna’da Srebrenitsa Katliamı’nın kurbanlarını andı
CHP Adana İl Başkanı Tanburoğlu: “Adil Yargılanma Bekliyoruz, Adalet İstiyoruz.”
Haziran 2025’te En Çok Konuşulan Belediye Başkanları
Zafer Partisi’nden Bakanlığa dilekçe: Sazlıbosna'daki yeni imar planına itiraz edildi
Genç Parti Genel Başkanı Burçin Şahindur: En düşük emekli maaşı 35 bin TL olmalı
“Ülke demokrasisinin sağlam ve sağlıklı partilere ihtiyacı var”
Başkan Cemil Tugay’dan dava yorumu: Bağımsızlık, gelecek, özgürlük her şey adaletle vardır
Zaman değişti, insanlık değişti... Dünya artık eski dünya değil. Eskiden, düşmanlıkların bile bir onuru, bir sınırı vardı.
Mayıs 2025’te En Çok Konuşulan Belediye Başkanları
MTM Medya Takip Merkezi, Mayıs 2025’te medya ve sosyal medyada en çok konuşulan siyasetçileri araştırdı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 480 bini aşkın haberle zirvede yer alırken; Ekrem İmamoğlu ikinci, CHP Genel Başkanı Özgü
Ortadoğu’da yaşanan en derin adaletsizliklerden biri, kuşkusuz Filistin halkının maruz kaldığı sistematik işgal ve zorla yerinden edilme politikalarıdır.
13 Haziran 2025 sabaha uyandığımda radyoda İsrail’in İran'a saldırdığı anlatılıyordu. Haberlerden anlıyoruz ki çok kapsamlı ve büyük bir saldırı gerçekleşmiş ve önemli mevkilerdeki kişileri ve merkezleri bombaladığı belirtiliyor.
Ortadoğu’da Artan Gerilim: İsrail-Filistin Çatışması ve Bölgesel Yansımalar
TÜİK ve ENAG’ın açıkladığı enflasyon oranlarına ilişkin açıklama yapan Yerli ve Milli Parti Genel Başkanı Teoman Mutlu, “Devletin kurumu bir enflasyon oranı açıklıyor ancak bağımsız kuruluşların