Paraya ihtiyacınız oldu ve bankadan kredi almaya gittiniz. Sizin şecerenize bakarlar ve incelerler. Verecekleri kredi için bin bir tane kefil veya teminat isterler.
Bu sadece sizin için çünkü ülkemizde çok enteresan bir sistem var.
Hatırlarsanız daha önce Ankara’daki bir çete veya mafya grubu, kurduğu şirketler için devlet bankalarından krediler almıştı. MASAK raporlarında gördük.
Yine hatırlarsanız, Timur Soykan ve benim gözaltına alınmamıza sebep olan PayFix ve Bank Pozitif gibi firmaların sahibi hakkında 2024 yılında hazırlanan bir iddianame ve MASAK raporu neticesinde yargılama yapılıyordu. Ancak soruşturması devam ederken bu kişi banka aldı.
Bakın, kredi falan değil.
Banka aldı banka!
Yetmedi, bu kişi elektronik ödeme sistemi lisansı aldı.
Yetmedi, bu kişi ulusal bir televizyon kanalı aldı.
Bu kişinin adı Erkan Kork...
İkinci bir soruşturma kapsamında Erkan Kork gözaltına alındı, tutuklandı ve şirketlerine el kondu, kayyum atandı.
Bu süreç devam ederken Erkan Kork’un sahibi olduğu Flash TV, TYT adlı yayın yapan kanalın sahiplerine satıldı diye haberler çıktı ama TMSF bunu yalanladı.
e-Faturanın En Avantajlısı
70.000'den Fazla Mikro İşletmenin e-Fatura ve Ön Muhasebe Tercihi
Logo İşbaşı
Şimdi ise TMSF’nin ilanından öğreniyoruz ki Flash TV, 17 Eylül’de ihale usulü ile satılacakmış. Muhammen bedel ise 84 milyon Türk Lirası olarak belirlenmiş.
Sektörde çalışan bir meslek büyüğüm aradı, fiyatı söyleyerek bir uyarı yaptı ve “Ekipmanlar bu fiyattan daha fazla” dedi. Flash TV’de çalışmış ve çalışan kişileri arayıp sordum. Daha açılmamış pahalı ekipmanların depoda durduğunu söylediler.
Takip edeceğiz...
Keza Papara sürecinde de benzeri oldu. Detaylarıyla yazmıştım.
MASAK raporları ve iddianamelerde Papara’nın, bazı hesaplar ve işlemler aracılığıyla yasadışı bahis finansmanına aracılık yaptığı iddiası yer alıyordu.
Şubat 2023’te Papara üzerinden yapılan 566 bin 112 hesabın incelendiği, bu hesaplarda 24 farklı işlem tipolojisi belirlendiği bildiriliyordu. İddia edilen işlem tiplerinin çoğu belli bir sistematik davranışa işaret ediyor: Küçük tutarlarda Papara’dan Papara’ya aktarımlar, çekim yapılmaması, gün sonlarında hesap bakiyesinin sıfırlanması gibi.
Papara’ya yasadışı bahis soruşturmasında şirket sahibi Ahmet Faruk Karslı’nın da aralarında olduğu 11 şüpheli tutuklandı.
Papara AŞ başta olmak üzere 10 adet şirkete, şüphelilerin varlık hesaplarına, 6 adet tekneye, 74 adet araca ve 8 adet konut olmak üzere yaklaşık 5 milyar TL değerinde mal varlığına el kondu.
Bugün öğreniyoruz ki Can Holding’de aynı şeyler oldu.
Yoksa bu bir yöntem mi?
Küçükçekmece Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında Can Holding’in sahipleri Mehmet Şakir Can, Kemal Can ve Kenan Tekdağ’ın da aralarında bulunduğu 10 kişi gözaltına alındı.
“Suç örgütü kurmak”, “kaçakçılık”, “dolandırıcılık” ve “suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklamak” suçlamalarıyla başlatılan operasyon kapsamında Can Holding’e bağlı 121 şirkete el konarak TMSF’ye devredildi.
MASAK raporuna göre soruşturmanın merkezinde 86 milyar liralık kara para iddiası bulunuyor.
Holdinge bağlı şirketler hacimsel olarak çok büyük: Enerji, petrol, otel, televizyon, beton, döviz şirketleri...
Habertürk, Show TV, Doğa Koleji, petrol istasyonları...
Saymakla bitmez...
Ancak anlamadığım şu: Daha birkaç ay önce Ciner Grup’tan bu medya firmaları satın alındı. “Ne var bunda?” demeyin. Habertürk merkez medyayı temsil ediyor. Yazılı ve görsel medyanın yüzde doksanını elinde bulunduran iktidar, Habertürk ve Show TV gibi kanalların önüne gelenin almasına rıza göstermez.
Yani izin verilmiş olması gerek...
Ancak hakkında soruşturma varken hatta 20 yıl önce dahi sigara kaçakçılığı haberiyle gündem olmuşken bu holdingin faaliyetlerine nasıl göz yumuldu?
Öyle ya, savcılığın yaptığı basın açıklamasında şu ifadeler kullanıldı:
“Can Holding bünyesinde faaliyet gösteren şirketler üzerinden suç işlemek amacıyla örgüt kurulduğu, bu örgüt aracılığıyla nitelikli dolandırıcılık, vergi kaçakçılığı ve kaynağı belirsiz gelirlerin şirket hesaplarına sokulması, suçtan elde edilen gelirlerin aklanmasına yönelik çok yönlü eylemler gerçekleştirildiği belirlenmiştir.
Can Holding bünyesinde faaliyet gösteren şirketler üzerinden kaynağı belirsiz yüklü tutarda para girişleri yapıldığı, bu paraların çeşitli şirketler arasında aktarılmak suretiyle izlerinin gizlenmeye çalışıldığı, faturasız işlemler ve sahte belge düzenlemeleri ile vergi yükümlülüğünün azaltıldığı tespit edilmiştir.
MASAK raporlarıyla elde edilen bulgular doğrultusunda; suç örgütünün nitelikli dolandırıcılık, kaçakçılık ve vergi usul kanununa muhalefet gibi öncül suçlardan elde ettiği yasadışı gelirler aracılığıyla ticari hacmini genişlettiği, eğitim, medya, finans ve enerji gibi stratejik sektörlerde şirket alımları, hisse devirleri ve yatırım faaliyetlerinin doğrudan suç gelirleriyle finanse edildiği, bu yolla örgütün hem ekonomik gücünü artırmayı hem de kamuoyu nezdinde meşruiyet kazanmayı hedeflediği anlaşılmıştır.”
Bakın, savcılık açıklaması çok net.
Soruşturma başlangıcı da dün değil. 2022 yılında başladığı belirtiliyor.
Peki, kim, nasıl, neden göz yumdu?
Aslında cevabını herkesin bildiği bir soru bu...