Konuk YAZAR


Hukuk, başka nasıl pas pas edilir?

Hukuk, başka nasıl pas pas edilir?


 

Bu sütunda, 9 Ağustos’ta “Bahçeli'nin ‘sürecin mimarı’ dediği Abdullah Öcalan'ın da komisyon tarafından dinlenmesi planlanıyor olabilir! Gerçi Bahçeli, ‘Gelsin DEM Parti grubunda konuşsun’ demişti ama komisyonun da birkaç kişi hariç DEM Parti grubundan pek bir farkı yok.” demiştim ki PKK’dan komisyona “Öcalan Meclis'e getirilmeli” çağrısı yapıldı.

PKK adına açıklama yapan Duran Kalkan, Abdullah Öcalan ile yaklaşık bir aydır görüşme yapılmadığını belirterek, Meclis'te kurulan “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu”nun çalışmalarının sonuç vermesinin tek şartının Öcalan'ın "fiziki özgürlüğü" olduğunu söyledi.

Kalkan, şu ifadeleri kullandı:

"Bazıları diyor; 'komisyon İmralı’ya gitmeli'. Ben onu da yadırgadım. Önder Apo İmralı’da rehine konumunda kaldıkça komisyonun bir milim ilerlediğinden söz edilemez. İmralı’ya gidilecek, aynı koşullarda rehin tutulan bir kişiyle görüşülecek. Bunun adı da barış görüşmesi, demokrasi görüşmesi olacak! Böyle olması mümkün değil."

Kalkan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin geçmişteki "Gelsin Meclis'te, DEM Parti grubunda konuşsun" sözlerine atıfta bulunarak, "Herkes Meclis’e gidiyor, komisyon Meclis’te çalışıyor. Önder Apo da heyeti de Meclis’e götürülmeli. Meclis’te yeteri kadar dinlenmeli, yeterince zaman verilmeli. Ancak böyle olursa komisyon doğru ve yeterli çalışmış olur" dedi.

***

“Cumartesi Anneleri” de komisyon oturumuna katıldı. Kızı 27 yıldır cezaevinde olan Türkiye Bozkurt, “Başta Öcalan olmak üzere cezaevlerinde bulunan siyasi ve hasta tutsaklar serbest bırakılmalıdır” dedi.

Sözlerine Kürtçe başlayan, Rebia Kıran, uyarılar üzerine konuşmasına Türkçe devam etti. Rebia Kıran, “Öcalan gelsin, Meclis’te otursun ve derdimizi birbirimize anlatalım. Bu ülkede hak, hukuk, adalet olsaydı çocuklar dağa çıkmazdı. Sayın Öcalan’ın bir çağrısıyla Kürt halkını topladıysak, halk arkasındadır” diye konuştu.

Nezahat Teke de “Komisyon, Öcalan ile de görüşmeli ve birlikte yürütmelidir. Ne gerekiyorsa yapalım" dedi.

Yani Cumartesi anneleri, çocuklarıyla birlikte PKK ve Öcalan ile aynı çizgide yürüdüklerini Meclis’te ilan etti!

**

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan da “Çatışmayı sonlandırmak ve kalıcı barış için komisyon Öcalan’ı dinlemeli. Bunun yalnızca DEM Parti’nin talebi olarak görülmesi doğru değil. 100 yıllık bir sorunun çözümünden bahsediyoruz. Cesur adımlar atılmalı” dedi.

***

Görüldüğü gibi, artık söz Abdullah Öcalan’ın Meclis’e gelip konuşma yapmasına kadar geldi. Kısa bir süre öncesine kadar bu tür sözler, “terör örgütünü övmek veya desteklemek” suçu kapsamına giriyordu. Yasalarda herhangi bir değişiklik olmadı ama Devlet Bahçeli, “Öcalan gelsin, DEM Parti grubunda konuşsun” dedikten sonra, ilgili maddeler rafa kaldırıldı.

Bu durum bir defa daha gösterdi ki Türkiye’de hukuk sistemi, yasalara göre değil sürece göre ve siyasete uyumlu çalışıyor. Öyle ki neredeyse bütün belediyelerden ihale alan Aziz İhsan Aktaş, suç örgütü lideri ilan edildikten sonra sözde itiraflarda bulundu ve buna dayalı olarak belediye başkanları ve belediye yöneticileri tutuklandı ama günün sonunda örgüt liderinin ev hapsi bile kaldırıldı!

Aylardır ortada iddianame yok ama suçlama rüşvetse, alan kadar veren de suçlu olduğu halde, rüşvet aldığı ilan edilenler içerde, verdiği söylenen adam serbest...

Tutuklulardan Fatih Keleş’e, Aziz İhsan Aktaş’a suikast düzenlediğini itiraf etmesi ve 2 milyon dolar vermesi şartıyla tahliye vaat eden AKP yöneticiliği ve milletvekilliği yapmış bir avukat var. Özgür Özel, olayın, kendisine ve Ekrem İmamoğlu’na düzenlenmiş komplo olduğunu, teklifin Avukat Mücahit Birinci tarafından Fatih Keleş’e 11 gün önce yapıldığını, Fatih Keleş’in avukatı vasıtasıyla ve el yazısıyla suç duyurusunda bulunduğunu ama 11 gün sonra Sabah gazetesinin suikast iddiasını manşet yaptığını açıkladı. Avukat, AKP’den istifa etti. Yine de “suikastçı” iddiasıyla Selahattin Yılmaz tutuklandı. Devlet Bahçeli, “Benim dava arkadaşım ve ülküdaşımdır. Suçsuzluğu anlaşılacaktır” dedi. Yılmaz da “Aziz İhsan Aktaş denilen kişi devletimize faydalı olmak için itirafçı olmuş. Bu adamı vurdurmam imkânsızdır. Birisi bir tezgâh kuruyor. Kurt kuzuyu yiyecek. İnanılmaz bir kumpasın içindeyim” diye açıklama yaptı...

Türkiye’de hukuk sistemi işte böyle işliyor... Gücü elinde tutan Siyasiler, hukuku, rakiplerini saf dışı etmek için için pas pas gibi kullanıyor. Böyle bir düzende, masumlar da içeri atılır, Abdullah Öcalan da Meclis’e gelir...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Arslan BULUT(Yeniçağ)