Mustafa BALBAY


Kontrollü siyasi kaos!

Kontrollü siyasi kao


 

Meclis tatile girse de siyaset girmeyecek. Zaten Meclis’in gerektiğinde onay makamı olarak kullanılmaktan öte işlevi hayli azaltıldı.

 

Her şey Saray’la AKP, MHP Genel Merkezi üçgeninde ilerliyor.

 

Sonbahar, siyasetin nasıl bir mühendislik işi olduğunu gösterecek gelişmelere gebe! Bu gelişmelerin altlığını oluşturan şu iki yapı önümüzdeki günlerde fazla konuşulan yerlerin başında gelebilir:

 

TBMM merkezli adı henüz tam konmamış Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş koordinatörlüğünde terörsüz Türkiye komisyonu ve Saray merkezli Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz başkanlığında AKP’nin anayasa komisyonu.

 

Her ikisi de Erdoğan-Bahçeli hattında pişecek siyasetin servis edileceği yerler. İlk komisyonun olabildiğince çok partiyi kapsaması planlandığı için nasıl gelişeceği şu aşamada belirsiz.

 

Anayasa komisyonu ise şu üyelerden oluşuyor:

 

Cevdet Yılmaz, AKP Genel Başkanvekilleri Efkan Âlâ, Mustafa Elitaş, AKP Genel Başkan Yardımcıları Hayati Yazıcı, Ali İhsan Yavuz, AKP Sözcüsü Ömer Çelik, AKP Meclis Grup Başkanı Abdullah Güler, başkanvekilleri Özlem Zengin, Muhammet Emin Akbaşoğlu, Bahadır Yenişehirlioğlu.

 

Ne kadar kapsayıcı olduğunu göstermek için listeyi tam yazdık! Buradan çok iyi AKP anayasası çıkar!

 

***

 

Berlin: Yaşlılar için yeni konutlar konforlu ve uygun fiyatlı (fiyatlara bakın)

Yaşlılar için konutlar | Arama reklamları

 

Bu altyapı çalışmalarını yürütecek olan komisyonlar tartışıladursun Erdoğan ve Bahçeli açıklamalarıyla siyaseti nasıl tamamen kendi dümen sularında yürüteceklerini ortaya koyuyorlar.

 

Erdoğan, İmralı’nın tam desteğini sağladıktan sonra arkasını kendi hedefleri doğrultusunda dalgalanmaya bırakıyor. Bahçeli’nin cumhurbaşkanı yardımcılarının birini Kürt, birini Alevi olarak tayin etmesi Cumhur İttifakı’nın rotasını en iyi ortaya koyan açılım. Cumhurbaşkanı ömür boyu bir Sünni, yardımcıları da onun belirlediği bir Kürt ve Alevi!

 

Bu tablo Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş temellerini sarsan bir yönü işaret ediyor. Cumhuriyet, liyakat esasına dayalı olarak herkesin istediği yere gelebilme hakkının olduğu bir rejimin adı. Sözcüğün tam anlamıyla, kimsesizlerin kimsesi!

 

Temmuz ayı boyunca yaşananlar, yakın geleceğin de habercisi. Öyle anlaşılıyor ki, kamuoyu sürecin en çok yüzde 25’inden haberdar. Kalanı yolda adım adım ortaya çıkacak.

 

İşte bütün bunların yanına ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın Türkiye’ye, Suriye’ye, devamında Ortadoğu’ya rol biçen derin değerlendirmelerini koymak gerek. Ulus devletlerin İsrail için tehdit olduğundan tutun da Osmanlı modeli bir çeşitliliğe kadar her şey var. Barrack’ı dinlerken 1990’lı yıllarda Sovyetler Birliği’nin çökmesinin ardından bölgeyi nasıl parçalayıp ABD’ye bağlayacaklarını hesaplayan “karanlıklar prensi” unvanını almış kişiler geliyor insanın aklına!

 

***

 

Bütün bunların yanında bir de Meclis’te yeniden gündeme gelen transfer tartışmaları var. 14 Mayıs 2023’te CHP listelerinden seçime giren DEVA ve Gelecek Partisi kökenli milletvekilleri peş peşe istifa ediyor. Bunlardan CHP’ye geçenler için şöyle bir tarif yapılabilir:

 

 

CHP sıralarından seçilmişlerdi, CHP’ye geçiyorlar!

 

AKP’ye geçişler ise gerçekten seçmene karşı ağır bir siyasal suç!

 

Sonbahardaki yeni şekillenmede Saray’ın hedefi Erdoğan’ın yeniden aday olmasının önünü açacak anayasa değişikliği için gerekli 360’ı bulmak. Bu da bir seçenek olarak Saray’ın Hazine dairesinde duracak.

 

DEM Parti’nin durumu ise bir başka belirleyicilik. Düne kadar Cumhur İttifakı katında DEM Parti’ye selam vermek suçtu, şimdi vermemek suç!

 

Şu aşamada bunların toplamından şu çıkar:

 

Kontrollü siyasal kaos!