Konuk YAZAR

Tarih: 11.07.2025 00:32

Öcalan, nasıl kurucu önder olacak?

Facebook Twitter Linked-in

 

Terör örgütünün başı Abdullah Öcalan, Devlet Bahçeli tarafından silah bırakma şartıyla Meclis’e davet edildiğinde bütün siyasi çevrelerin sürece katkı yapmasını istedi ve “Bu katkıların en önemli zeminlerinden biri de şüphesiz TBMM olacaktır.” dedi. Bu arada “Sayın Bahçeli'nin ve Sayın Erdoğan'ın güç verdiği yeni paradigmaya, ben de pozitif anlamda gerekli katkıyı sunacak ehil ve kararlılığa sahibim. Gereken pozitif adımı atmaya ve çağrıyı yapmaya hazırım.” mesajını da verdi.

 

Nitekim PKK ile anlaşma sağlandı. PKK, 12. Kongre sonuç bildirisinde "Kongremizin aldığı PKK’nin fesih ve silahlı mücadele yöntemini sonlandırma kararı kalıcı barışa ve demokratik çözüme güçlü bir zemin sunmaktadır. Söz konusu kararların uygulanması Önder Apo’nun süreci yürütüp yönlendirmesini, demokratik siyaset hakkının tanınmasını ve sağlam bütünlüklü bir hukuki güvenceyi gerektirir. Bu aşamada Türkiye Büyük Millet Meclisinin tarihi sorumlulukla rolünü oynaması önemli olmaktadır.” denildi.

 

Yani kararın uygulanması, Abdullah Öcalan’a siyaset yapma hakkı verilmesiyle ilgili Meclis kararı alınmasına bağlandı. KCK da bugün gelinen noktada Öcalan’ın özgür bırakılmasının temel şart olduğunu açıkladı.

 

***

 

PKK bildirisinde “Partimiz PKK; kaynağını Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasasından alan Kürt inkâr ve imha siyasetine karşı, halkımızın özgürlük hareketi olarak tarih sahnesine çıktı.” denilmişti.

 

Bildiride, “Önder Apo Kürt-Türk ilişkilerinin sorunsallaştığı Lozan Antlaşması’nın ve 1924 Anayasasının öncesini referans alarak, Ortak Vatan ve Kürt-Türk halklarının kurucu öğe olduğu Demokratik Türkiye Cumhuriyeti perspektifini ve Demokratik Ulus anlayışını Kürt sorununun çözüm çerçevesi olarak benimsedi.” denilerek Sevr özlemine ikinci defa vurgu yapılmıştı.

 

Bildiride “Uluslararası güçleri halkımıza yönelik yürütülen yüzyıllık soykırım politikalarındaki sorumluluklarını görerek demokratik çözüme engel olmamaya ve sürece yapıcı katkılarını sunmaya davet ediyoruz” denilerek Kürt soykırımı iddiasının tanınması isteniyordu...

 

***

 

PKK’nın talepleri ancak “Yeni Anayasa” yapmakla yerine getirilebilir!

 

Zaten, Oslo’da Türk devletini PKK ile masaya oturtan, koordinatör ülke temsilcisi, taraflara “Sizi burada biz topladık. Abdullah Öcalan’ın talepleri Meclis’te görüşülecektir” demişti’

 

Abdullah Öcalan da 10 maddelik Dolmabahçe mutabakat metninde, “Çözüm sürecinin sosyo-ekonomik boyutları, kimlik kavramı, tanımı ve tanınmasına dönük çoğulcu demokratik anlayışın geliştirilmesi, demokratik cumhuriyet, ortak vatan ve milletin demokratik ölçütlerle tanımlanması, çoğulcu demokratik sistem içerisinde yasal ve anayasal güvencelere kavuşturulması; bütün bu demokratik hamle ve dönüşümleri içselleştirmeyi hedefleyen yeni bir anayasa...” diyordu.

 

***

 

Söz her defasında Anayasa’ya getiriliyor. Bazı uyanıklar da sanki biz terör devam etsin istiyormuşuz gibi mesajlar atıyor. Halbuki terör örgütü, Kandil’i çoktan boşalttı, beş bin terörist ABD’nin SDG dediği Suriye PKK’sına katıldı. Şimdi silâh yakma görüntüleri ile Türk halkını kandıracaklarını zannediyorlar.

 

Erdoğan, “İnşallah önce Terörsüz Türkiye ardından Terörsüz Bölge hedefimize ulaşarak şehitlerimizin ruhlarını şad edecek, onların fedakârlıklarının boşa gitmediğini dost düşman herkese göstereceğiz.” diyor ama Suriye’deki yapıyı SDG olarak andığına göre, buradaki yapıyı artık meşru kabul ediyor. Türkiye, ABD’nin “Bölgedeki kara kuvvetlerimiz” dediği bir terör örgütünü meşru kabul ederse, elbette bölge de artık terörsüz sayılır!

 

***

 

Terör örgütünün bütün taleplerini kabul ettikten, vatanı bir terör örgütüyle paylaştıktan sonra “Ne güzel, terörü sona erdirdik” diye bayram mı yapacaktık?

 

Zaten Suriye’nin başına bir terörist getirildi, şimdi SDG adıyla PKK da Suriye yönetimine ortak edilecek... Artık, yeni cumhurbaşkanı da Mazlum Abdi mi, yoksa Bahçeli’nin “kurucu önder” dediği Abdullah Öcalan mı olacak yoksa Suriye için değil de Türkiye için planlanan “kurucu anayasa”yla birlikte, Suriye’nin de Türkiye’ye katılmasıyla Türklükten vazgeçilerek “yeni bir milli kimlik” ve “yeni bir kurucu önder” mi belirlenecek? Kamuoyunun bunları bilmeye hakkı var..

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Arslan BULUT(Yeniçağ)


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —