Mustafa BALBAY


Siyasal loto!

Siyasal loto!


 

İktidarın muhalefete yönelik tutumu hedef gözetmeksizin saldırıya dönüştü. Bütün yöntemleri deneyip hangisinin tutacağına karar veriyorlar, olmayınca yeniliyorlar!

 

Sayısal lotoya rakip çıktı; siyasal loto!

 

İlk çekilişte, silkeleme ve buzdağının görünmeyen yanıyla ilgili toplumu etkileme yoluna gidildi. Buzdağıyla olmayınca buzağıyı deneyelim dediler. Buzağıyı biraz büyütüp dana haline getirdiler, seslendiler:

 

- Dananın kuyruğu yakında kopacak?

 

Ortada ne dana var ne kuyruğu... Her şey kuyruklu yalan haline gelmeden, usturuplu bir biçimde işin özünü değiştirdiler. “Turpun büyüğü heybede” dediler. Haftalarca haybeden heybeden söz ettiler. Bir türlü turp çıkmayınca Yozgatlı çiftçi Abdullah Ceylan turp gibi bir cevap verdi:

 

“Devlet turpınan şalgamınan idare edilmez. Hukukla, adaletle yönetilir.”

 

Şimdi deniz ürünlerine döndüler. Dev bir ahtapot var, merkezi İstanbul’da, bir ucu Anadolu illerinde bir ucu yurtdışında!

 

Biz de uzun süredir, dış mihraklar ne zaman devreye girecek diye merak ediyorduk!

 

***

 

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, sadece CHP’li belediye başkanlarına yönelik operasyon yapıldığını anımsattı. İstanbul ve Ankara’da belediyelerin CHP’ye geçmesinden sonra önceki döneme ait onlarca dosya hakkında işlem yapılmadığını vurguladı. Bir de örnek verdi. Fatih Belediyesi’yle ilgili olarak Sayıştay raporlarını salı günü açıklayacağını söyledi.

 

Sen misin bunu diyen!

 

Fatih Belediye Başkanı Mehmet Ergün Turan, açtı ağzını yumdu gözünü. “Salıyı bekleme, şimdi söyle. Hemen açıkla. Üç bin insanın çalıştığı belediyeye bu şekilde söylemde bulunmak olmaz” dedi…

 

Sonra da haddini bildirmekten söz etti. İşin içine had bildirmek girince insan, acaba bir şey varsa bile bir şey olmayacağından emin mi, diye düşünüyor. Bunu geçelim... Fatih Belediye Başkanı Turan’a seslenelim:

 

Sayın Turan, medeni cesaretinizi kutluyoruz. Üç bin çalışanın olduğu belediyeye bu yapılmaz diyorsunuz. Ya 92 bin çalışanı olan İstanbul Büyükşehir Belediye başkanına ne diyeceksiniz? Mahkemenin bitmesini bırak, mahkeme başlamadan verilen hükümleri bir düşünseniz. Zerre kadar empati yapsanız! Ne dersiniz?

 

***

 

Siyasal lotoya dönelim...

 

Baştaki çekilişler, Özel için de geçerli. İktidar ve medyasının bu süreçteki umutlarından birincisi CHP’yi çatlatmaktı.

 

CHP çatlamayınca çatlıyorlar!

 

Dün CHP’nin 38. olağan kurultayının iptalini de kapsayan birleştirilmiş CHP davası vardı. Ertelendi. Karar çıkar diyen de vardı.

 

Öyle anlaşılıyor ki lotoda sonuçlar henüz tam olarak oluşturulamadı.

 

İBB operasyonu sürecinde İmamoğlu’nun unutturulması, Özgür Özel’in ayrıca öne çıkarılması, bu süreç tamama erince, “Bunlar birbirini satar” söyleminin piyasaya sürülmesi gibi planlar vardı...

 

Özel’e, mayıs ayı başından beri, “İmamoğlu’nu unut, bizimle yol tut” diye özetlenebilecek mesajlar veriyorlar. En son 14 Mayıs Çarşamba günü, “Türkiye gündemine dön” çağrısı yaptı. Öyle ya, İmamoğlu Türkiye gündemi değil!

 

Özel, bütün çağrılara deyiş yerindeyse posta koyunca, bu kez posta güvercini göndermesi yaptı.

 

Gelinen noktada denizin derinliklerindeki ahtapotlardan gökyüzünün kovuklarındaki güvercinlere kadar uzanan bir operasyonun içindeyiz. Her şeyi mubah gören bir anlayışa karşı haklı olarak ve haklı kalarak mücadele etmenin büyük zorlukları var. İmamoğlu’nun unutturulamayacağı görüldü. Şimdi bu mücadelenin kalıcı hale getirilmesi, uzun soluklu kılınması aşamasındayız.