Türkiye siyasi, sosyal ve ekonomik istikrarda dünyadan ayrıştı. Bir ülkenin bu üç alanda da dünya ortalamasından negatif ayrışması, o ülkenin topyekun kriz yaşadığını gösterir.
Türkiye geçmişte ekonomik krizler yaşadı ve fakat ertesi yıl krizden çıktı. Bunun iki nedeni var,
Siyasi sosyal ve ekonomik gelişmeler birbirini etkiliyor. Bugün her alanda kriz derinleşti ve artık önlem alınsa da çıkış yoktur. Çünkü kronik yapısal sorunlar derinleşti ve güven sorunu oluştu.
Çözümleri tartışmak için, önce her üç alanda yaşamakta olduğumuz krizlerin tespiti, sonra neden oluştuğunu iyi bilmemiz gerekir.
Türkiye 2016 yılına kadar siyasi sorunlar olarak dünya ortalamasına yakın iken, 2016 sonrasında, demokrasi ve hukukun üstünlüğünde dünya ortalamasının çok gerisine düştü.
1. Fredoom house, dünya özgürlük endeksine göre Türkiye 2016 yılına kadar siyasi haklar ve sivil özgürlükler konusunda kısmen özgür ülke statüsünde iken, 2016 OHAL’inin otokrasiyi tırmandırması ve Nisan 2017’deki tartışmalı Anayasa referandumunun da etkisiyle “Özgür Olmayan ülke” statüsüne geriledi.
Dünyada son on yılda demokraside dramatik düşüş yaşayan ilk on ülke içinde eksi 22 puan ile Türkiye 8 sırada yer aldı. Afganistan, Rusya, Pakistan’ın bizden daha az puan kaybı var.
2. Economist Intelligence Unit (EIU) tarafından hazırlanan Demokrasi Endeksi, ülkelerin demokratiklik düzeyini 0–10 arası bir puanla ve “tam demokrasi”, “kusurlu demokrasi”, “melez (hibrit) rejim” veya “otoriter rejim” şeklinde kategorilere ayırıyor.
Türkiye, bu endekste 2016 yılına kadar dünya ortalamasına yakındı. Söz gelimi 2016 yılında yüzde 5.04 puanla “melez rejim” kategorisinde yer alıyordu. Dünya ortalaması ise 5,52 idi. Sonrasında arayı da açarak dünya ortalamasının sürekli altında kaldı. (Aşağıdaki grafik )
3. V-Dem (Varieties of Democracy) 2021 değerlenmesinde “Türkiye’de siyasal kutuplaşmanın ‘toksik’ düzeylere ulaştığı ve bunun demokratik gerilemeyi körüklediği” ifade ediliyor. Ayrıca “Türkiye’de demokratik gerilemenin yapısal bir hale geldiği” belirtiliyor
4. Türkiye hukukun üstünlüğünde de dünyadan ayrıştı.
Dünya Bankası’nın Dünya Yönetişim Göstergeleri (WGI) kapsamındaki “Rule of Law” endeksinde, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı, adil yargılanma, temel hakların korunması ve devlet kurumlarının hukukla bağlı olması gibi unsurlar yer alır.
Bu endekse göre; Türkiye hukukun üstünlüğü endeksinde, sıfırı dünya ortalaması olarak alırsak, 2005 yılında +12 puanla zirve yaptı. 2023 te ise -0,51 ile en düşük seviyesine geriledi. Şüphesiz bu endekste 2025 yılı daha düşük çıkacaktır. (Aşağıdaki Grafik )
Türkiye’nin demokrasi ve hukuk alanında geri düştüğünü yalnızca dışarıdaki kurumlar değil, bizzat Ak Parti eski kurucuları da söylüyor. Dahası 18 Mart sonrasını bütün dünya görüyor.
Demokrasi hukuk gibi kurumsal altyapıda bozulma varsa, ekonomik dengeler dikiş tutmaz. Enflasyonun yüzde 30 seviyesinde kronikleşmesi önlenemez.
2005 yılında da AK Parti iktidarda idi. Bu günde iktidardadır. Ne oldu da Türkiye demokrasi ve hukuk alanında bu kadar geri düştü. Sorumlu olanlar başkanlık sistemi için anayasa değişikliğine evet oyu verenlerdir.
(Yarın sosyal sorunlar )