Portekiz'de 18 Mayıs'ta yapılan erken genel seçimlerden birinci parti çıkan, merkez sağ görüşlü iki siyasi partinin ittifakından oluşan ve liderliğini Başbakan Luis Montenegro'nun yaptığı “Demokratik İttifak”ın kurduğu azınlık hükümetinin ilk icraatı yabancılara vatandaşlık verilmesini zorlaştırmak oldu.
Anadolu Ajansı’nın haberine göre Bakanlar Kurulu'nda 23 Haziran'da kabul edilerek Meclis'e sunulan tasarı gereği, vatandaşlık başvurusu yapmak için, en az 5 yıl ülkede yaşamış olma zorunluluğu 10 yıla çıkartılıyor.
Portekizce konuşan ülkelerden gelen yabancılar için bu süre 7 yıl olarak belirlenirken, başvuruların oturma izni alınan tarihten itibaren başlaması öngörülüyor.
Tasarıyla ayrıca, vatandaşlık almak isteyen yabancılara Portekiz dili ve kültürü sınavına girme zorunluluğu getiriliyor.
Başbakan Montenegro'nun seçim vaatlerinden biri olan vatandaşlık yasasındaki değişiklikle hükümet, Portekiz'de yabancı ailelerden doğan bebeklere şimdiye kadar otomatik olarak tanınan vatandaşlık hakkını da zorlaştırarak, ebeveynlerin ülkede en az üç yıl ikamet etmeleri ve vatandaşlık için talepte bulunmalarını zorunlu kılıyor.
Tasarı, yüzyıllar önce İber Yarımadası'ndan kovulan ve “Osmanlı devletinin gemilerle kendi topraklarına getirdiği” Sefarad Yahudilerinin torunları için verilen özel vatandaşlık hakkının da kaldırılmasını içeriyor.
Ana muhalefetteki aşırı sağcı Chega Partisinin de destek verdiği tasarının Meclis'ten kolay bir şekilde geçmesi bekleniyor.
Portekiz'de getirilmek istenen yeni vatandaşlık yasasının benzeri son 10 yıldır İspanya'da uygulanıyor.
***
Haberi yorumsuz verdim. Sadece “İber Yarımadası’ndan kovulan Sefarad Yahudileri” diye başlayan cümleye “Osmanlı devletinin gemilerle kendi topraklarına getirdiği” ifadesini ekledim.
İspanya ve Portekiz’de vatandaşlık için 10 yıl oturma ve İspanyolca/Portekizce dilleri ve kültürleri sınavından geçmek şartı aranırken, Türkiye’yi 23 yıldır yöneten AKP iktidarı, ülkeye milyonlarca sığınmacı kabul etmenin ötesinde, dünyanın dört bir bucağından, Türkiye’ye hiç gelmemiş, tek kelime Türkçe bilmeyen insanları bile vatandaşlığa kabul etti. Bu arada yıllardan beri konut alan yabancılara da vatandaşlık veriliyor. Satın aldığı konutu, süre geçtikten sonra dolar olarak iki katı fiyatına satanlar, böylece vatandaşlığı bedavaya getirdiği gibi kâra da geçiyor.
Oysa, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının bedeli, kandır, candır... Anadolu’yu Oğuz Kağan’dan 2700 yıl sonra yeniden vatan yapan Türkler, tarih boyunca bu toprakları ellerinde tutabilmek için, nesiller boyu kanlarını, canlarını feda etti... Sonra bir hükümet geldi, her başvurana para karşılığında vatandaşlık vermeye başladı...
***
Değerli hocamız Prof. Dr. Esfender Korkmaz, Yeniçağ’da yayınlanan “Türkiye’de Türkler azınlıkta mı kalacak?” başlıklı yazısında konuyla ilgili anket sonuçlarını verdi ve özetle, “On yıl öncesine kadar, Türkiye’de Türk vatandaşlarının, Türklerin azınlıkta kalacağı kimsenin aklına gelmezdi. Toplumda iki nedenle bu endişe ortaya çıktı; Birisi, Türkiye’den yurt dışına göç eden Türk vatandaşları arttı. İkincisi, sığınmacılar arttıkça, Türklerin nispi payı düşüyor. Türkiye’deki Suriyeli mülteciler arasında doğurganlık hızı Türkiye vatandaşlarına göre daha yüksektir. 2023 sonu itibariyle, Türkiye’de doğan Suriyeli çocuk sayısı, bir milyonu geçmiştir. Suriyelilerin toplam nüfusa oranı yüzde 4,23’e kadar çıktı. Esat gidince yüzde 3,6’ya geriledi. Ama bu gidişle yeniden daha hızlı artacaktır. Kaldı ki Afganlıları, İranlıları da katarsak bu oran çok daha yüksektir. Halkın en az dörtte üçü, ‘Türkiye sınırları mültecilere kapatılsın, mevcut sığınmacılar geri ülkelerine gitsin, çünkü mülteciler Güvenlik sorunu oluşturuyor.’ diyor. Anket sorularına Ak Partililer de aynı oranda ‘sığınmacılar gitsin’ diyerek katılıyor.” dedi.
***
İspanya ve Portekiz hükümetleri, yabancılara vatandaşlık vermeyi zorlaştırırken, Türkiye hükümetleri, 23 yıldır tam tersini yapıyor.
Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın, konuyu partisinin öncelikli politikası haline getirmesi, beş ay tutuklu kalmasına ve mahkûmiyeti kesinleşirse, siyasi yasakla karşı karşıya kalmasına mal oldu. Özdağ’ı Cumhurbaşkanına hakaretten tutuklayıp, suç olmadığı anlaşılınca, bahsedilen Kayseri olaylarından altı ay sonra ve siparişle düzenlenmiş belgeyle, “Halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek”ten mahkûm etmek, sonuç olarak bütün Türkiye’nin ayıbıdır.
Ümit Özdağ, İspanya Veya Portekiz vatandaşı olarak doğmuş olsa ve Türkiye’deki politikalarını o ülkelerde sürdürmüş olsaydı kendisine vatana hizmet ödülleri verilirdi...
Arslan BULUT(Yeniçağ)