Türkiye 2001 krizinden ve 2009 krizinden, enflasyonu düşürerek ve büyüme sağlayarak çıktı. Ama ta baştan beri istihdam yaratamadı , işsizliği düşüremedi. 2009 da yüzde 14’e yükselen işsizlik, TÜİK’in iş arama kriterlerine göre yüzde 8,6’ya geriledi. Ama gerçekte fili işsizlik oranı daha yüksektir.
İnşallah olmaz ve fakat mevcut siyasi sorunlar ve sığınmacılar sorunu işsizliğin sosyal sorunlar yaratacak kadar artacağını gösteriyor.
1.Dünya işsizliği çözdü, Türkiye ayrıştı.
2.Son dört yılda;
Açıklanan işsiz sayısı 3 milyon 989 binden 3 milyon 39 bine düştü. 950 bin kişi azaldı.
Buna karşılık, İş bulma umudunu kaybettiği için iş aramayanlar ile çalışmaya hazır olduğu halde iş aramayanlar toplamı 2021 yılında 3253 iken, 2025 yılında 4 milyon 904 kişiye yükseldi. Azalan işsiz sayısından daha fazla, 1 milyon 651 bin kişi arttı. (Aşağıdaki Tablo)
Kaynak; TÜİK
TÜİK’in işsiz saydıkları, 2021 ve 2022’de, açıklanan işsiz sayısından daha düşük iken, 2024 ve 2025 yıllarında hızla artarak, açıklanan işsiz sayısını geçti. (Aşağıdaki Grafik)
3.Neden bu fark ortaya çıktı?
İş bulma ümidini kaybedenler: Uzun süredir iş arayıp bulamayanlar “artık iş bulamam” diyerek iş aramayı bırakanlardır. Bu kişiler “işsiz” değil, “işgücüne dahil değil” kabul ediliyor. Aslında bunlar işsizdir. Zira iş aramıyor ama iş bulsalar çalışacaklar.
İşsizliğin tarifi Türkiye şartlarına uymuyor.
Söz gelimi 18 yaşına gelmiş işsiz birisi, dört hafta içinde iş arama kanallarına baş vurmaz ise işsiz sayılmıyor. Bu Türkiye gerçeğine uymuyor.
İş arama kanalları yerine, eşe dosta ricada bulunup, bunu açıklamayanlar da işsiz sayılmıyor.
Kayıt dışı çalışanlar da elbette çalıştığını ve iş aradığını söylemiyor.
4.İstihdam politikası için işsizlik oranı nasıl hesaplanır.
TÜİK, İşsizlik oranı yanında, zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı, İşsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı ve atıl işgücü oranını da açıklıyor.
Ama doğrusu, fiili işsizlik oranını hesaplamaktır. Bunun için de,
İşgücüne TÜİK’in işsiz saymadığı 4 milyon 363 bin kişiyi eklemek gerekir. Gerçek işgücü sayısı, 35 469 bin +4 904 bin = 40 milyon 363 bin kişidir.
Yine TÜİK’in işsiz saymadığı bu 4 milyon 904 bin kişiyi, açıklanan işsiz sayısına ilave etmek gerekir. Fiili olarak işsiz sayısı, 3 039 bin +4 904 bin = 7 milyon 943 tür.
Fiilen işsiz olanları, düzeltilmiş işgücüne oranlarsak, 7 943/40 363 = fiili işsizlik oranı yüzde 19,7’dir.
Türkiye’nin bir istihdam programı olacaksa, 7 milyon 943 bin kişilik ilave bir istihdam yaratması gerekir. İşsizlik sıfır olmayacağına göre hiç olmazsa 6,5 – 7 milyonluk ilave istihdam programının olması gerekir.