3 Kasım 2002’de genel seçim yapıldı. 22 Kasım 2002’de hükümet kuruldu. 13 Aralık 2002’de, TÜSİAD’ın yaptırdığı “Kamu reformu konusunda kamuoyu araştırması” yayınlandı.
Bu araştırmadan şu sonuçlar çıktı;
Aslında AK Parti Hükümetlerinin bu tür araştırmalardan yararlanması ve kamuda reform yapması gerekirdi. Yapmadı ve tersine sorunlar ağırlaştı
Yargıya güven sıralamasında Türkiye OECD’nin “Bir Bakışta Hükümet 2023” raporuna göre, 38 OECD ülkesi arasında 36’ncı sıradadır. Danimarka’nın puanı 75, Türkiye’nin puanı 33’tür.
AB VE TÜRKİYE DE YARGIYA GÜVEN
Kaldı ki, OECD raporunda yüzde 33 olan yargıya güven, Panorama Araştırma Şirketi’nin mayıs ayı 2025 anketine göre yüzde 27 seviyesine geriledi.
Göç kimlik çalışmaları merkezi, Mart 2025 anket çalışmasına göre, Türkiye de işler iyi gidiyor diyenlerin oranı yüzde 12,23, kötü gidiyor diyenlerin oranı yüzde 87,77’dir.
12 Haziran 2025’te Asal araştırma anketine göre, halkın yüzde 24,9’u hiçbir kamu kurumuna güvenmiyor.
Uluslararası Şeffaflık Derneğine göre Türkiye’de yolsuzluk algı endeksi 2013 yılında 100 üstünden 50 iken 2024 yılında 34 puana geriledi.
TÜRKİYE YOLSUZLUK ALGI ENDEKSİ
Bana göre, hükümetin en fahiş ve Türkiye için en riskli yanlışı, Suriyeli ve Afganlı mültecileri tutması, beslemesi ve geri göndermeyeceğiz kararıdır.
Bu araştırmalardan çıkan sonuç; AK Parti Hükümetleri döneminde kamu kurumlarına olan güven dip yaptı.
Devlete ve kamu kurumlarına güven olmazsa, iktisadi faaliyetler aksar, sosyal sorunlar artar.
O zaman kamuda reform kaçınılmaz demektir.
Önce Merkezi devletin yerel yönetimler üstündeki vesayetini kaldırmak gerekir. Yetki ve sorumlulukta denge sağlamak gerekir. Merkezi yönetim ile yerel yönetimler arasında daha net bir görev dağılımı.
Kamu faaliyetleri fonksiyonlarına göre yeniden organize edilmelidir. Bakanlıklar da bu esasa göre oluşturulmalıdır.
Memur ve yöneticilerin performans kriterleriyle ölçülmesi, devlette liyakat esasının esas alınması gerekir.
Kamu ihalelerinin ve bütçe harcamalarının daha sıkı denetlenmesi, bağımsız denetim kurumlarının güçlendirilmesi gerekir.
Tüm kamu hizmetlerinin tek çatı altında dijitalleştirilmesi yapılmalı ve yapay zekâ destekli veri tabanları kullanılmalıdır.
Sivil toplum, akademi ve özel sektörle istişare mekanizmalarının kurumsallaştırılması gerekir.
Demokratik Batı ilkeleri ve ABD’ de olduğu gibi, konvoyların, çakarlı araçların, siyah ve kırmızı plakaların kaldırılması gerekir. Tercihli geçişleri yalnızca, itfaiye ve görevli güvenlik mensupları kullanmalıdır. Geçmişte Başbakan rahmetli Ecevit kırmızı ışıkta duruyordu, Cumhurbaşkanı Necdet Sezer eşi ile hastane kuyruğuna giriyordu.
Kurumsal devlete, çağdaş eğitime ve hukukun üstünlüğüne dönmezsek, Orta Doğu ülkesine daha fazla evrilir ve hiçbir zaman kalkınmayız. Kendimizi düşünmüyorsak, çocuklarımızın ve torunlarımızın geleceğini düşünmek zorundayız.