Osman DOST

Tarih: 25.07.2025 22:41

Ormanlar Cayır Cayır Yanarken...

Facebook Twitter Linked-in

 

Yaz mevsimi geldi mi, içimizi yakan sıcaklarla birlikte bir başka yangın daha baş gösteriyor: Ormanlarımız cayır cayır yanıyor. Her yıl binlerce hektar yeşil alan, gözümüzün önünde, elimiz kolumuz bağlı bir şekilde yok olup gidiyor. Eskiden ormanları köylülerden korumak için devreye giren korucular vardı; orman muhafaza memurları görevlendirilirdi. Ancak şimdi köylüler, ormanları devletten ve onun adına hareket eden sermaye gruplarından korumaya çalışıyor. Hem de canları pahasına...

 

Artık ormanın düşmanı, içinde mangal yakmaya gelen piknikçiden çok daha büyük: Yerli ve yabancı maden şirketleri. Hükümetin sağladığı kolaylıklarla destek bulan bu şirketler, doğayı hiçe sayarak dağları deliyor, zeytinlikleri kesiyor, ormanları yakıyor. En acı olanıysa, bu talana karşı duran halkın karşısına devletin kolluk güçlerinin çıkması. Omuz omuza olması gereken köylü ile asker, zeytin ağacının gölgesinde karşı karşıya geliyor.

 

Turistik tesis yapma bahanesiyle yakılan ormanlar... Maden çıkarmak uğruna kesilen on binlerce ağaç... Bir orman yok olduğunda sadece birkaç ağaç kaybetmiyoruz; iklim dengemizi, nefesimizi, suyumuzu ve toprağımızı da kaybediyoruz. Türkiye, göz göre göre çölleştiriliyor. Ormanların yok oluşuyla birlikte oksijen azalıyor, su kaynakları kuruyor, yağmurlar azalıyor, kavurucu sıcaklıklar artıyor.

 

Bir zamanlar toprağını ekip biçerek ailesini geçindiren çiftçi kadınlar, bugün ormanları ve zeytinliklerini korumak için barikatlarda direniyor. Ellerinde hukuk, vicdan ve umutla mücadele ediyorlar. Ancak karşılarında devletin gücünü görünce gözyaşlarına boğuluyorlar. Sadece ağaçlar değil, insanların inancı, emeği, geçmişi ve geleceği de yanıyor.

 

Bugün ormanlarımıza sahip çıkmazsak, yarın nefes alacak bir gölge bile bulamayacağız. Bir ülkenin ormanı, sadece yeşili değil, bağımsızlığıdır da. Ve bu bağımsızlık, birkaç şirketin kâr hırsına feda edilemez. Yanan her ağaçla birlikte biraz daha yoksullaşıyor, biraz daha yalnızlaşıyoruz. Ormanlar sadece kuşların yuvası değil, bu toprağın vicdanıdır.

 

Ormanları korumak, sadece çevrecilerin değil, hepimizin görevidir. Çünkü yanan orman bizim geleceğimizdir.

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —